Oynatıcıya atlaAna içeriğe atlaAltbilgiye atla
  • bugün
Uluslararası arenada Filistin kararları... Devlet tanıma sürecinin hukuki boyutu... Bir ülkeyi tanımak ne anlama geliyor? İsrail'in planı uluslararası hukukta nasıl karşılık bulur? İçme suyu krizi kapıda mı? Türkiye'de su yönetimi... Tarımsal sulama su kaynaklarını nasıl etkiliyor? Su yönetimi neden hayati bir öneme sahip? Türkiye'nin su krizi haritası... Dünyada su kıtlığına karşı alınan önlemler... Sürdürülebilirlik kavramı nasıl ortaya çıktı? Cüneyt Özdemir 5N1K'da sordu; Hukukçu Deniz Baran, İstanbul Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay ve Yeditepe Üniversitesi Nanoteknoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ahmet Turan yanıtladı.

Kategori

🗞
Haberler
Döküm
00:00Sayrem Tava Lezzetleri 5ne 1K programını sunar.
00:09Sevgili seyirciler yeni bir 5ne 1K programına hoş geldiniz.
00:13Şu sıcak yaz günlerinin en sıcak konusu Gazze.
00:17Gazze'de son 2,5 aydır yardımların sıfıra inmesiyle beraber dünyanın belki de son 10 yıllarda gördüğü en büyük açlık felaketi yaşanıyor.
00:26Adına ister soykırım deyin, isterseniz kontrolü açtık.
00:31Şu anda gelen o kadar trajik görüntüler var ki kelimelerin yetersiz kaldığı anları yaşıyorsunuz.
00:37Bir parça kalbiniz, vicdanınız varsa hangi din, hangi dili konuşursanız konuşun, hangi dine iman ederseniz edin bu görüntüler karşısında gözyaşlarınızı tutmanız imkansız gibi.
00:48İnanın bunlar Gazze için daha iyi günler.
00:50Önümüzde daha da zor günler bekliyor.
00:52Zira Benjamin Netanyahu kontrolündeki azılı bir azınlık hükümeti kendi istikballeri ve Benjamin Netanyahu hakkındaki çeşitli soruşturmaların savuşturulması için bunu bir fırsat olarak görüyorlar.
01:07Belki İsrail'in içinde de buna itiraz sesleri çıkıyor ama şu anda bu yokluk ve yoksulluk kontrollü bir şekilde bizzat İsrail devleti tarafından uygulanıyor.
01:17Ve olası bir Gazze harekatı geçtiğimiz hafta çok çok konuşuldu.
01:22Orada da fikir aylıklıları vardı.
01:25Genelkurmay, İsrail Genelkurmay'ı böyle bir işgalin doğru olmayacağı yönünde çeşitli demeçler verirken Benjamin Netanyahu'nun oğlu onlar yapmayacaksa istifa ederler, başkaları yapar gibi açıklamalarda bulunuyorlardı.
01:37Son hafta geçtiğimiz günlerde ölü sayıları günde 80 ila 120 kişi arasındaydı.
01:45Bütün bunlar 20 kişilik şu anda hamasın elinde rehine tuttuğu o rehinelerin bir anlamda alınması karşılığında bedel olarak ödetiliyordu.
01:5650'den fazla kişi yardım merkezlerinde giderken ya da un alırken, yiyecek alırken hayatını kaybetti.
02:04Şu ana kadar 2 milyon 300 bin kişinin 2 milyonunun yatacak yeri yok Gazze'de ve de ölü sayısı 61 bini geçmiş durumda.
02:14İsterseniz bütün bu süreçte biraz da uluslararası toplumdaki tepkiye bakalım.
02:20Türkiye'de çeşitli protestolar vardı. En büyük protesto geçtiğimiz hafta Sydney'den geldi.
02:26Binlerce kişi kilometrelerce, binlerce kilometre ötedeki Gazze'deki bu duruma dikkat çekti.
02:34Birkaç ülke Filistin'i tanımaya karar verdi. Bunlardan bir tanesi de Fransa'ydı.
02:38Deniz Baran kendisi bir hukukçu şu anda yayınımızda.
02:42Sayın Baran Fransa ve Birleşik Krallığı'nın Filistin'i tanımaya yönelik kararlılıkları sembolik olarak da olsa ne anlam ifade ediyor?
02:48Şimdi tanımanın bir takım sonuçları olduğunu söyledik.
02:51Haliyle Birleşik Krallık ve Fransa şu an Filistin devletini tanıyorsa bu tersten okuduğumuzda şu anlama geliyor.
02:57Bu zamana kadar Filistin devletini, oradaki o yapıyı bir devlet olarak tanımıyorlardı ve devlet düzeyinde ilişki kurmuyorlardı.
03:03Bir kere ikili ilişkilerinde elbette sembolik bir cestin çok ötesinde sonuçlu olacak bu.
03:08Çünkü artık eş devletler, eş egemenler olarak ilişki kurmak zorunda kalacaklar ve bunun uluslararası hukuktan doğan bütün sonuçlarını kabullenmiş olacaklar.
03:17Bu ikili ilişkiler düzeyinde.
03:19Genel anlamda ise elbette sembolik değeri ağır basan bir karar, tanıma kararı.
03:24Fakat şöyle düşünelim bir devlet veya devlet benzeri yapı devlet olduğunu iddia edip bunu ne kadar fazla aktöre kabul ettirebilirse
03:32elbette uluslararası ilişkilerde yaratacağı fiili durum, kendini kabul ettirme anlamında yaratacağı fiili durum güçlenecektir.
03:39Ve bunun politik anlamı sonuçları olacaktır.
03:41Şimdi bugüne kadar durum neydi Filistin devleti için?
03:43Aslında tanınmış bir sürü devlet var.
03:46Yani onlarca devlet zaten bu zamana kadar tanıdı Filistin'i.
03:49Ama biz özellikle bu 7 Ekim sonrası sürece kadar Batı bloğu diye adlandırılan,
03:55daha işte ABD ve Avrupa'yı kapsayan devletler bloğundan hiç kimsenin tanımadığını görüyorduk.
04:01Fakat bu kırılmış oldu.
04:02Genel anlamda ise şöyle bir durum söz konusuydu bu zamana kadar.
04:06Filistin devleti aslında tanınmıyor değildi.
04:09Onlarca devlet zaten Filistin devletini, yani Filistin'i devlet olarak tanıyordu.
04:12Fakat bu 7 Ekim sonrası sürece kadar şöyle bir tablo vardı.
04:17Onlarca devlet tanısa da bu tanıyan devletler veya devlet blokları belli kıtalardaki, belli bölgelerdeki devletlerdi.
04:26Ve Batı diye adlandırılan, yani Batı bloğu diye adlandırılan, ABD ve Avrupa devletleri başta olmak üzere olan geniş blok,
04:32Filistin'i tanımıyordu.
04:33Yani ilişkiler sürüyordu ama devlet olarak tanıma mevhumu söz konusu değildi.
04:37İşte bu kırılmış oldu.
04:39Bunun kırılmış olması çok büyük bir diplomatik kazınım.
04:42Artık yani onlarca devlet tanımış olsa da dünyanın sadece belli bölgelerine konsantre olmuş devlet blokları değil,
04:49artık Batı'yı da içine alan çok daha geniş bir devlet grubunun Filistin'i tanıdığı anlamına geliyor bu.
04:54Bu da yani sembolizmin ötesinde, demin açıkladığım gibi bir fiili durum yaratma,
04:59bir meşruiyet sağlama anlamında çok büyük bir diplomatik kazınım.
05:03Ve bunu tabii ki takip eden politik sonuçları olacaktır.
05:05Tekrar uygulamak isterim.
05:06Sizce bu tanımaların hukuki bir bağlayıcılığı olacak mı?
05:10Hem bu iki ülke için, hem Filistin için, hem de İsrail için?
05:13Tanıma, yine çok doktrindeki kavramlara, detaylara girmeyeyim,
05:18tekniğe boğulmamak adına ama temelde ikiye ayrılıyor.
05:22Bir fiili tanıma, geçici tanıma diyeyim daha doğrusu, fiili tam doğru tabir değil,
05:26bir de kesin tanıma diyebileceğimiz,
05:28de jure tanıma diye adlandırılan bir tanıma türü var.
05:31Ve bu devletlerin doğrudan başka devletleri, yani Birleşik Krallık'la Fransa'nın,
05:35Filistin'i devlet olarak tanıdığını belirtmesi ikinci kategoriye, yani kesin tanımaya giriyor.
05:40Ve bu bir kez yapıldığımı geri alınamayacak.
05:42Artık çünkü devlet statüsünde bir yeri kabul ettikten sonra,
05:46sonra o eş egemen pozisyonu kabul ettikten sonra,
05:49geri alınamayacak bir şekilde hukuki bağlayıcılık yaratmış oluyor tabii ki.
05:53Ama altını çizeyim, tanıma devletlerin uhtesine bırakılmış bir husus.
05:57Yani tek taraflı sadece tanıyanı bağlar.
06:00Yani Birleşik Krallık'la Fransa tanıdı diye bir üçüncü devletin tanıması gibi bir zorunluluk söz konusu değil uluslararası hukukta.
06:07Bu tartışılıyor ama böyle bir norm oluşmuş değil kesinlikle.
06:11Haliyle bağlayıcılık sorusu burada.
06:13Genel bir bağlayıcılık, küresel çapta bir bağlayıcılık anlamındaysa,
06:16hayır böyle bir mekanizma yok.
06:17Hani şöyle bir algı da olabiliyor bazen,
06:19devletler tanıyor, işte belli bir sayıda devlet tanıyınca sanki bir yere bunu kaydediyorlarmış gibi
06:24artık o devlete dönüşüyor ve herkes tanımak zorunda oluyor gibi bir algı oluşabiliyor.
06:29Bu doğru değil yani böyle bir şey yok.
06:31Dediğim gibi hukuki bağlayıcılığı var,
06:32hem de geri dönülmez bir şekilde bağlayıcılığı var ama sadece tanıyan devlet için.
06:37Bir ülkeyi tanımak nedir? Nasıl anlatıyorsunuz bunu?
06:40Uluslararası hukuka göre bir devletin tanınması demek,
06:43aslında belli unsurlara sahip bir siyasi yapı olarak o devleti tüm hukuki sonuçlarıyla kabul etmek
06:48ve onunla o düzenli ilişki kurmayı kabul etmek anlamına geliyor.
06:53Peki bir devlet zaten o usulları karşılıyorsa,
06:56kendiliğinden bir toprak üzerinde varlık gösteriyorsa,
06:58diğer devletlerin tanınmasına ihtiyacı mı var?
07:01Sorusu burada gündeme gelebilir.
07:03Esasında bu uluslararası hukukta çok kadim bir tartışma, net bir cevabı da yok.
07:07Burada da bu doktrinal tartışmaların detaylarına girmek çok anlamlı değil ama
07:10evet yani buna meşruiyet için, küresel çapta veya uluslararası ilişkilerle meşruiyet için
07:16genelde devletler ihtiyaç duyuyor.
07:18Elbette bir devlet veya devlet olduğunu iddia eden yapı tanınmadığında
07:21faaliyet gösteremiyor mu?
07:23Gösteriyor.
07:23İşte bunun yakın gelecekte biz örneklerini de gördük.
07:28Irak-Şam İslam devleti olarak kendini adlandıran
07:31ama neredeyse bütün dünya tarafından terör örgütü olarak tanımlanan
07:33DAEŞ örneği akla gelebilecek ilk örnek,
07:35kimse tanımadığı halde kendini devlet olarak ortaya çıkarmıştı
07:39ve gerçekten de bir kısmi egemenliği ve toprak kontrolü vardı
07:42ama uluslararası ilişkilerde hiçbir resmi ilişki kuramadı.
07:46İşte tanıma burada devreye giriyor.
07:48O yüzden ne kadar devlet tanırsa bir diğer devlet iddiasındaki yapıyı
07:53elbette uluslararası ilişkilerde o meşruiyeti daha geniş çapta yakalayıp
07:58daha geniş bir zeminde ilişkilerini sürdürebilecektir.
08:01Tanımanın en büyük anlamı bu.
08:03Son olarak da şunu not etmek lazım.
08:04Tanıma doğrudan bir kurala bağlanmış bir konsept değil uluslararası hukukta.
08:09Yani devletlerin kendi uhtesine bırakılmış,
08:12bir başka deyişi tek taraflı kararlarına bırakılmış bir mesele.
08:15O yüzden devletler bir başka devlet iddiasında olan yapıyı
08:19tanımakta veya tanımamakta serbest der.
08:22Şu anda Sayın Baran şunu görüyorum ben.
08:24İsrail'in 2. Dünya Savaşı'ndan sonra inşa ettiği bütün imajı yerle bir oldu.
08:28Artık işte Fransız, İngiltere'si Filistin'i tanımaktan bahsediyor.
08:34Gazze'de o kadar büyük bir trajedi var ki artık bütün bu Yahudi lobisinin de gücünü aşan bir trajediyle karşı karşıyayız.
08:42Vicdanı olan herhangi bir ülkenin bunu görmezden gelmesi imkansız.
08:46Nitekim mesela Ürdün'ün yanı sıra İspanya'da havadan yardım edenler arasındaydı.
08:51Netanyahu'nun Gazze'yi tamamen işgal etme planı hem uluslararası hukuk olarak hem de bütün bu gelişmeler çerçevesinde nasıl değerlendiriyorsunuz?
09:03Yani bunun değerlendirmesini yapmak kolay aslında bir cümleyle uluslararası hukuka kesin kes aykırı.
09:09Ama detayına girecek olursak elbette bir kere şu an bir soykırım davası yürüyor uluslararası adalet divanında.
09:18Bir yandan da başka uluslararası suçlar henüz soykırım suçlaması yok ama başka uluslararası suçlar çerçevesinde uluslararası ceza mahkemesinde bir soruşturma süreci yürüyor.
09:29İsrail'li bazı yetkililere karşı.
09:31Şimdi bu ikisi açısından baktığımızda bu iki dosyayı da güçlendirecek yani bu iki dosyaya da aslında dayanak teşkil edebilecek kadar uluslararası aykırılık arz eden bir durum bu.
09:41Birincisi insanlığa karşı suç tanımına rahatlıkla girebilir çünkü sistematik bir durumdan bahsediliyor.
09:47İkincisi kesinlikle bir savaş suçu ve zaten başka savaş suçları işleniyor ve o suçlar listesine tereddütsüzce eklenebilecek bir başka eylem olacaktır böyle bir şey olması.
09:58Üçüncüsü her zorla sürgün bu kategoriye girmese de başka kriterler olsa da soykırım suçlamasını da güçlendirebilecek bir durum olur.
10:08Çünkü sistematik bir şekilde nüfusu tamamen belli bir topraktan sürüp onların yaşam koşullarını da yani o sürdükten sonra bir şekilde onların toplumsal varlığını sürdüremeyecek bir duruma getirirseniz bu soykırım kavramına da girebilir.
10:22Bir kere yani bu üç suç kavramına zaten giriyor veya girebilir.
10:27Öte yandan Uluslararası Adalet Divanı'nın geçtiğimiz yıl bir danışma görüşü vardı Filistin konusunda.
10:33Orada self-determinasyon hakkının sağlanması için bırakın şu an Gazze'lilerin sürgün edilmesini.
10:40İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesi kesin bir gereklilik olarak görülüyordu.
10:44Haliyle yani şu anki statikoda bile self-determinasyon hakkı ihlal ediliyorsa Gazze'den halkın sürülmesi durumunda hayli hayli ihlal edilmiş olacak.
10:53Daha doğrusu bu ihlal çok daha derinleşmiş olacak ve bunun gibi başka bir sürü insan uluslararası hukuk normu sayılabilir.
11:00İnsan hakları hukukuna giren, insancılık hukukun başka alanlarına temas eden çok uzun bir liste yapılabilir.
11:06Uluslararası hukukun hangi normlarını, hangi kurallarını ihlal ettiğine dair böyle bir eylemin.
11:11Ama tablo bu verdiğimiz en öne çıkan örneklerle bile bence çok açık.
11:16Sayın Baran çok çok teşekkür ederim.
11:18Sevgili seyirciler sıcak yaz günleri geçiriyoruz ve bu sıcak yaz günlerinde Ege Hattı, İzmir, Çeşme ve burası bu yayını çektiğim Bodrum kavruluyor desek yeridir.
11:30Fakat geçtiğimiz yıllardan bir farkı var bu yılın.
11:32Su yok. Bazen günlerce, bazen haftalarca su verilmediğini ya da hani bir zamanlar hatırladığımız, çok uzun zamandır unuttuğumuz düzenli su kesintilerinin yeniden başladığını görüyoruz.
11:45Peki ne oldu da şimdi yeniden susuz yaza geldik?
11:48Onca yıl geçti, teknoloji gelişti, onca adım atıldı ama bu susuzluğa çare bulunamadı.
11:54İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı Doğan Ay Tolunay şu anda yayınımızda.
12:00Sayın Tolunay, Türkiye bir kuraklığa mı yaşıyor? O yüzden mi su yok?
12:04Ya da Türkiye'nin iklim haritasında susuzluğun daha yoğun ve etkili olacağı bölgeler mi değişti?
12:10Ve bir anda böyle kalıcı bir susuzluk yaşanmaya başlandı.
12:14Türkiye'de 2020 yılından itibaren kurak bir döneme geçildi.
12:192023 yılında yıllık toplam yağışlar uzun yıllar ortalamasının üzerindeydi ama
12:27şimdi iklim değişikliğiyle birlikte yağışların mevsimsel dağılışı da değişti.
12:332023 yılında yıllık toplam yağışlar fazla olmasına rağmen çok uzun bir yaz kuraklığı söz konusuydu.
12:402025 yılında kurak geçiyor.
12:43Dolayısıyla kabaca 5 yıllık bir dönemden bahsedebiliriz kurak geçen.
12:48Ve bu 5 yıllık dönemde en fazla kuraklığın hissedildiği bölgelerimiz özellikle son 2 yıldan beri
12:56Marmara bölgesi, Ege, Akdeniz, İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu bölgeleri.
13:02Karadeniz bölgesi ve kısmen Doğu Anadolu'nun kuzey taraflarında yağışlar yine uzun yıllar ortalamasına yakın seyrediyor.
13:14İklim değişikliği açısından baktığımızda gelecekte ki durum nedir diye baktığımızda
13:19tabi burada iyi senaryo kötü senaryo var.
13:22Karadeniz bölgesinde yağışların çok fazla değişmeyeceği öngörülüyor ama
13:28toplam yağışlar çok fazla değişmese de şiddetli sağanak yağışlar artacak gibi gözüküyor.
13:35Marmara bölgesinde de yağışların çok fazla azalmayacağı öngörülüyor.
13:39Ama diğer bölgelerimizde özellikle Ege, Akdeniz, İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde
13:46iyimser senaryoya göre bile %10-15 kadar yağışlarda azalma olabileceği,
13:52kötümser senaryoya göre bu azalmaların daha uzun, yani daha fazla olabileceği,
13:58yani %20'leri bulabileceği öngörülüyor.
14:01Tabi sadece yıllık toplam yağışlar üzerinden değerlendirmek de çok doğru değil.
14:05Çünkü bunun mevsimsel dağılışları da önemli.
14:10Örneğin işte tarım açısından ya da işte kentlerdeki yaşam açısından baktığımızda
14:16mevsimsel dağılışların da önemli olduğunu görüyoruz.
14:20Genellikle Türkiye'de iklim değişikliğine bağlı olarak kış yağışlarının artacağı
14:25ama yaz kuraklığının uzayacağı şeklinde bir öngörü söz konusu.
14:30Tabi sadece iklim değişikliği, kuraklık üzerinden suyu konuşmamak gerekiyor.
14:37Niye diyeceksiniz?
14:38Kuraklık sadece su yönetiminin bir bileşeni.
14:42Bunun haricinde Türkiye'de kuraklık, yani son 5 yılda yaşanan kuraklığa ek olarak
14:47baktığımızda su yönetiminde bazı eksiklikler olduğunu da söylememiz de mümkün.
14:54Nedir bunlar?
14:55Örneğin nehirlerimizin çoğunun kirlendiğini, dağlardan temiz olarak doğan akarsuların
15:03geçtikleri ilk yerleşim yerinden itibaren kirlenmeye başladığını görüyoruz.
15:07Kirli su da maalesef içme ya da kullanma suyu olarak kullanılamıyor.
15:12Bunun haricinde suyu olmayan bölgelerimizde yerleşimlerin çok arttığını söyleyebiliriz.
15:19Ki Türkiye ortalaması olarak kişi başına günlük su tüketimi 200 litre civarında.
15:26Suyu olmayan bir yerde nüfus arttığı zaman her bir kişi için günde 200 litre su bulmak zorundasınız.
15:33Ve bunu aşmak için de genellikle hazal arası su transferi şeklinde,
15:38yani başka nehirlerin suyunu oralara götürme şeklinde uygulamalar yapılıyor.
15:44Dolayısıyla şehir bölge planlama da su yönetiminin bir parçası.
15:47Diğer yandan tarımsal kullanımı da çok önemli.
15:52Ülkemizde 2008 ve 2022 yılları arasında baktığımızda
15:56yıllık su tüketimi 45,5 milyar metreküpten 63, 62, 63 milyar metrekübe çıkmış.
16:05Yani 18 milyar metreküplük bir artış var.
16:08Bunun 10 milyar metrekübü tarımsal sulamada.
16:11Çünkü kuraklıkla birlikte tarımsal sulama için su bulamadığınızda bu sefer nehirlerden su çekmeye başlıyorsunuz.
16:22Daha fazla sulama yapmaya başlıyorsunuz.
16:24Tarım alanlarınızı azaldığı için sulu tarıma geçmek zorunluluğu var.
16:29Bütün bunları birleştirdiğimizde yani sadece kuraklık değil su yönetimi yani sularımızı temiz tutmaması gerekiyor.
16:37Şehir bölge planlaması, kentleri kurarken, nüfus artışını planlarken örneğin konuştuğumuz Bodrum gibi yaz aylarında 800 bine çıkan nüfus olan bir yerde su kaynağı yok.
16:49Bu gibi İstanbul'u örnek verebiliriz.
16:52Bu gibi bütün bunlara bütüncül olarak yaklaşmamız lazım su yönetimine.
16:57Kaldı ki su olmadığı zaman sadece su krizinden değil gıda krizinden de bahsetmemiz mümkün.
17:06Çünkü tarım yani suyumuzun %70-72 kadarını tarımsal sulamada kullanıyoruz.
17:13Su olmazsa tarım da yapamayız.
17:15Yine pandemide yaşadık biliyorsunuz su aynı zamanda hijyen açısından da gerekli.
17:22Su kaynakları bittiği zaman hijyen açısından da sorunlar yaşayabiliriz.
17:28Biz gazeteciler hep her yıl aynı haberi yaparız.
17:31Barajlardaki dolluk oranı düştü.
17:33Acaba işte yazın ne olacak, ne bitecek diye.
17:36Şu anda da bakıyoruz özellikle Ege ve Akdeniz'de dolluk oranı %20-%30'lara düşmüş durumda.
17:42Bu durum bir içme suyu krizine dönüşebilir mi?
17:44Dünya bu tür krizlere nasıl bakıyor, nasıl bunlarla mücadele ediyor acaba?
17:48Su yönetimi açısından olaya yaklaşmak lazım.
17:51Özellikle Ege, Akdeniz'de zaten hani 2025 yılı bu bölgelerimizde oldukça kurak geçti.
17:58Sadece hani son 6 aylık, 8 aylık duruma değil.
18:03Dediğim gibi 2020'den itibaren ciddi bir kuraklık var Türkiye'de.
18:08Özellikle de bu kuraklık Ege ve Akdeniz hatta Güneydoğan'ın dolu bölgesini yakından etkiliyor.
18:15Tabii bu kuraklığın uzaması yani uzun yıllara yayılması da barajların tam dolmadan sonbahar ve kış yağışlarıyla dolmadan kurak sezona geçilmesi şeklinde kendini gösteriyor.
18:29Özellikle Ege ve Akdeniz'de de yaz aylarında turizm potansiyeli yüksek olduğu için nüfus da artıyor ve su kullanımı ciddi bir şekilde artıyor.
18:42Dolayısıyla hani bütün bunları düşünerek planlama yapmak gerekiyor.
18:47Bu nedenle %20-30'lara düştü Ege Akdeniz'deki barajlardaki doluluk oranı hatta su kullanımının kısıtlanması gibi önlemler de alınmaya başlandı.
19:00Şimdi dünyada bu su aslında sadece Türkiye'ye özgü değil çoğu ülkede büyük sorun özellikle Afrika gibi ülkelerde büyük sorun.
19:12Yine Orta Doğu'daki ülkelerde ciddi sorun yine Amerika'nın bizim iklimimize benzer olan özellikle Kaliforniya eyaletinde benzer sorunlar var.
19:23Değişik önlemler alıyorlar.
19:26Örneğin suyu çok fazla sorun olmayan daha nemli bir iklimine sahip olan Almanya'da bile suyla ilgili çeşitli önlemler alınmış durumda.
19:38Neler bu önlemler dediğimizde örneğin suyun daha etkin kullanımı, tasarruflu kullanımı, sürdürülebilir su yönetimi gibi uygulamalar ön plana çıkıyor.
19:49Ve özellikle de su kirliliğinin önlenmesi oldukça önemli bir konu.
19:53Almanya'da musluklardan su içebiliyorsunuz.
19:57Orta Doğu'da İsrail ön plana çıkıyor.
19:59Özellikle İsrail zaman zaman ülkemizde de tartışılan deniz suyunu arıtarak içme suyu elde edilmesi konusunda çalışmalar yapıyor.
20:11Bu Orta Doğu'daki çoğu ülkede özellikle Arabistan, Suudi Arabistan gibi ülkelerde uygulanan bir yöntem ama
20:18çok yoğun enerji gerektiriyor bu deniz suyu arıtını ve nüfus kalabalık olan ülkelerde çok uygulanabilir bir yöntem olmadığını söyleyebiliriz.
20:30Sayın Tolunay çok çok teşekkür ederim.
20:32Sevgili seyirciler gelin isterseniz programın son bölümünde bir kavramı konuşalım.
20:36Sürdürülebilirlik.
20:38Bu kavramı duydunuz mu bilmiyorum.
20:39Bu kavramla ilgili konuşmaya başlarken ekip arkadaşlarımızla da ufak bir tartışma yaşadık.
20:46Ben dedim ki ya sürdürülebilirlik, iklim krizi bunlar bizim gibi ülkeler için lüks tartışma kavramları.
20:53Bizim o işte ekonomik kriz var, siyasi krizler var, yanı başımıza Gazze'de olan biten var.
20:58O kadar çok derdimiz var ki var oğlu var.
21:00Bunlara gelene kadar daha neler neler konuşmamız lazım dedim.
21:04Genç ekip arkadaşlarım beni ikna ettiler.
21:06Hayır, sürdürülebilirlik de işte belki bütün bunların en temelinde yatan mesele.
21:10Tıpkı nasıl bugün susuzluğu, iklim krizi üzerinden konuşuyorsak sürdürülebilirliği de aynen bu çerçevede konuşmamız lazım dediler.
21:18Doçent doktor Ahmet Turan şu anda konuğum Yeditepe Üniversitesi'nden.
21:23Ahmet Bey, sürdürülebilirlik kavramını yıllardır konuşuyoruz.
21:27Şöyle çocuğa anlatır gibi anlatsanız nasıl tanımlarsınız?
21:30Nedir sürdürülebilirlik?
21:31Çok teşekkürler Cüneyt Bey.
21:33Aslında sürdürülemezlik hali yansımalarını direkt günlük hayatımızda gördüğümüz için bizim için en önemli hususlardan bir tanesi haline geldi.
21:41Temel tanım olarak 1987 yılında Birleşmiş Milletler tarafına hazırlattılan Brantland raporunda ilk defa tanımlama olarak ele alınıyor.
21:51Rapor hazırlayan komisyonun başında Norveç'in ilk kadın başbakanı Harlan Brantland var.
21:56Raporda sürdürülebilirliğin genel ve bugünkü kullandığımız halindeki tanımlaması yapılıyor.
22:02Yani nedir bu?
22:03Bizim jenerasyonumuzun ya da herhangi bir jenerasyonun gelecek jenerasyonlarının kaynaklarını kullanmadan gündelik faaliyetlerini sürdürmesi.
22:10Tabii bu biraz da bilimsel bir açıklama olacak ama nanoteknoloji gibi konularda gördüğümüz örneklere çok benziyor.
22:17Örneğin hiç mi mesela şunu düşünebiliriz Antik Mısır'da ya da eski simyacılar herhangi bir nano boyuttaki partikülü sentezlemediler.
22:26Evet sentezlediler ama ne zaman biz güncel bilimsel ilerlemelerin dışında bunların partikül boyutlarını ölçebildik?
22:34Evet o zaman bunun ismini nanoteknolojiler olarak isimlendirildik.
22:37Bu yüzden de sürdürülebilirlik veya sürdürülemezlik halinin birçok tarihsel örneği de var.
22:41Ama ilk tanımlama dediğim gibi 1987 yılında yapılıyor.
22:43Buna en çok bilinen örneklerden biri bunu Clip Pointing bir kitabında vermişti.
22:47Paskalya Adası'nın da karşılaşılan durum.
22:50Paskalya Adası Pasifik Denizi'nin, Pasifik Okyanusu'nun ortasında son derece ısız bir lokasyonda biz bilim insanlar için de önemli bir noktada niye?
22:57İzole bir hayat sürülüyor ve izole bir hayat olduğu için de çok güzel bir laboratuvar, gözlemlerin yapılabileceği bir laboratuvar ortamı bizlere sağlıyor.
23:05Paskalya Adası'nın ilk yerleşimcileri sallarla daha erken devirlerde yaklaşık 5. 6. yüzyılda buraya varıyorlar ve burada mahsur kalıyorlar.
23:13İlk vardıklarında Paskalya Adası'na orada ormanlarla kaplı yaklaşık 160 km2 büyüklüğünde devasa denilebilecek bir ada buluyorlar.
23:22Adanın şartları ve iklimi çok iyi.
23:24Yanlarında da tavuk ve patates götürüyorlar.
23:25Bu çok enteresan bir örnektir.
23:27Baktığımızda tavuk ve patates de günlük hayatlarını o kadar iyi idam ettiriyorlar ve patates ve tavuk adanın şartlarına uygun.
23:33Çok uzun süreçlerde orada yaşıyorlar ve çok fazla boş vakitler oluyor.
23:37Hatırlarsınız bizim kuşağımız için en azından Eric Fondanique'nin Tanrıların Arabaları diye bir kitabı vardı.
23:44O zaman işte Paskalya Adası'nda yapılan muayene denilen heykelleri acaba uzaylılar mı yaptı diye bir söylem geliştirilmişti.
23:50Ama aslında bugünkü arkeolojik kazılar şunu göstermekte, insanlar boş vakitlerinden dolayı o kadar iklim şartları güzel bir adada taş ocaklarından bu yaklaşık 10 metre boyunca 50 ton ağırlığındaki heykelleri yapıyorlar.
24:04Ve bunları çeşitli lokasyonları taşımak için adanın içerisindeki bütün ağaçları kesiyorlar.
24:08Tabi zamanlar ne oluyor?
24:10Bütün ağaçlar kesildiği için iklim değişiyor ve yaklaşık 17. yüzyılda Avrupalı kaşifler oraya geldiklerinde çok az kalmış bir insan grubu
24:19ve yamyamlıkla günlük hayatını geçiren bir insan grubu yürüyorlar.
24:22Aslında sürdürülebilirliğinde bizim için bu şekilde tarihsel örnekleri var.
24:25Tabi sürdürülebilirlik ilk raporuyla beraber çevresel, ekonomik ve sosyal olmak üzere 3 tane temel tüm içerisine gerçekleşiyor.
24:33Bizim bugün sonuçlarını direkt olarak gördüğümüz iklim değişikliğiyle mücadelede daha çok çevresel sürdürülebilirlikle mücadele edebilecek bir alanı kapsıyor.
24:41Ama ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlikte yani ekonomik kalkınma ve sosyal eşitlik ve demokrasinin topluma,
24:48insanlığa entegrasyonuyla da sürdürülebilirliğin özellikle çevresel sürdürülebilirliğin daha iyi bir duruma getirilebileceğini hepimiz tahmin edebiliyoruz.
24:57Ama bir taraftan da baktığımızda bugün şartlarda temel sıkıntımızda buna karşı net bir argümanlar üreteceğiz.
25:04Aslında politika yapıcılar ya da uluslararası organizasyonlar 2015 yılında özellikle Birleşmiş Millet'in 17 tane sürdürülebilirlik kalkınma hedeflerini yayınladıktan sonra
25:14bunlara mümkün olunca uyum sağlamaya çalışıyorlar.
25:17Özellikle mesela çevresel sürdürülebilirlik açısından konuşacak olursak neler var bunun içerisinde?
25:23Geri dönüşüm, karbon ayak izinin azaltılmasına yönelik yenilebilir enerji ya da düşük karbon emisyonlu yakıtların enerji üretiminde kullanımı gibi konular oldukça öne çıkıyor.
25:34Az gittik uz gittik bir 5N1K'nın daha sonuna geldik.
25:37Önümüzdeki hafta yeni bir 5N1K'da daha iyi haberlerle buluşma umuduyla.
25:42Ben Cüneyt Öznebir. Hepinize iyi günler, iyi akşamlar dilerim.

Önerilen