Oynatıcıya atlaAna içeriğe atlaAltbilgiye atla
  • 02.06.2025
Tarihi sevdiren ve merak uyandıran program Tarihte Yürüyen Adam geçmişten günümüze kadar ayakta kalmayı başaran tarihi yapıları ve hikâyelerini izleyicilerle buluşturuyor.

Mekanların tarihçesi, gündelik hayatta sıkça kullanılan deyişlerin kökeni ve tarihe farklı bir bakış Ülke TV’de… Kimi zaman mimari yapıları ile ilk olma özelliğine sahip yerleri ekrana taşıyor.

“Dünü bilmeyen bugünü anlayamaz; bugünü anlamayan yarını göremez, yarını inşâ edemez; hattâ dünden gelen hamlelerin nedenlerini bile düşünemez.” diyen Abdulbaki Gölpınarlı’nın sözünden ilhamla ‘Tarihte Yürüyen Adam’ dünü anlatıyor, bugünü gösteriyor ve yarının rotası için ışık tutuyor.

Tarihi camiler, kervansaraylar, üstünde birçok medeniyetin yaşadığı Mezopotamya ve Anadolu şehirlerinin bilinmeyen hikâyeleri Tarihte Yürüyen Adam ile her Cumartesi Ülke TV’de…
Döküm
00:00Vakıf Katılım, tarihte yürüyen adamla vakıf eserlerimizi sunar.
01:00Efendim tarihte yürüyen adam şu an Culus yolunda.
01:05Evet bugün baktığınızda o Cihan İmparatorluğu'nun yöneticisi padişahlar tahta oturduklarında artık hukuki olarak kendilerini tanınma hususiyetinde yani halka arzı noktasında geldik de yok.
01:21Bugün bakımsızlığıyla beraber çok da etkileyici gelmiyor ama o Cihan İmparatorları buradan halkın huzuruna yani tahta oturduğunun ilanının ibaresiydi burası.
01:34Efendim tarihte yürüyen adam şu an Eyüp'teyiz.
01:37Eyüp'te Culus yolundayız.
01:39Culus yolu padişahın artık iktidarda olduğunun halka arz edildiği yerdir.
01:45O yüzden Culus yolu Osmanlı siyasetinde önemli noktaydı.
01:49Şimdi Eyüp'i gezmeye başlıyoruz.
01:51Müzik
01:53Müzik
01:54İslam medeniyetinin gündelik yaşamına baktığımızda,
02:23biz belki Ramazanlar'da hatırlıyoruz ama bir fitre, bir zekat, bir sadaka, hatta her zaman denir işe bile giderken sadaka verin.
02:35Sadaka sade parayla değil, gülümsemek de bir sadakadır.
02:39İnsanların haline yardımcı olmak da bir sadakadır.
02:43Sadaka, kedilere, köpeklere mama vermek de bir sadakadır.
02:48Kuşlara yem atmak da bir sadakadır.
02:50İşte bizdeki bu hayır hasanat mefhumu, İslam medeniyetinin bize verdiği çok önemli bir erdemdir.
02:59Eyüp'e geldiğinizde dünyada hala emsali olmayan, 250 yıla yakındır, fakir fukaraya günde iki defa yemek çıkaran bir imaretten bahsediyoruz.
03:14Eğer benim gibi böyle sabahın erken saatlerinde buraya gelirseniz, saat 10-11 gibi hemen Mirşişah Sultan imaretinde,
03:25Eyüp'ün o Culus yolu üzerindeki Mirşişah Sultan imaretinde yemeklerin çıktığını görürsünüz.
03:32Eskiden benim çocukluk dönemimde herkesin ellerine kaplarla burada kuyruk olurdu.
03:38Daha sonraki tarihlerde bu kalktı ve artık adrese teslim ediliyor.
03:43Ve tabildotlar yani vakumlu tabildotlar halinde sıcak olarak bu yemekler hazırlanıyor ve adreslere tek tek bırakılıyor.
03:53Artık kimse rencide edilmiyor.
03:55Yani ve 250 yıla yakındır burada her gün 2500 çağısa aileye yemek gönderiliyor.
04:06Ve dünyada emsalsiz bir şey.
04:08Peki Mirşişah Sultan kimdir?
04:10Efendim Üçüncü Selim dönemine geldiğimizde Üçüncü Selim döneminin ilk külliyelerinden bir tanesi inşa ediliyor.
04:18Mirşişah Valide Sultan Külliyesi, Eyüp Sultan'da hemen yanımda gördüğünüz bu imaret inşa ediliyor.
04:29Efendim Mirşişah Valide Sultan Külliyesi'nin barok mimarideki yansıttığı o estetiği yapının fonksiyonda yani icrasında inanılmaz bir derinlik görüyoruz.
04:42Kolay değil efendim.
04:43250 yıla yakın dünyanın en eski hayır yeri.
04:49Yani burada pişen yemekler ailelere, fertlere tek tek götürülüyor.
04:55Teslim ediliyor ve o insanların bütün günlük yemek ihtiyacı karşılanıyor.
05:00Ve bunu işte o vakıf geleneği dediğimiz gerçek ortaya çıkıyor.
05:05Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde gerçekleştiren bu hayırın devamiyeti esasında 18 yüzyılda temelleri atılıyor ve bugüne kadar kesintisiz olarak devam ediyor.
05:16Neyle?
05:17Vakıf geleneği ve kültürüyle.
05:19Esasında bu da bizim devletimizin hayır hasenat ve sadakasının güzel bir timsali.
05:26Emsalsiz bir örnek.
05:27Emsalsiz bir örnek.
05:57Esasında zihinler de biraz kirala diyor ve bugün çocukların modern oyuncaklar, bilgisayar oyunlarla beraber sosyal hayattan pek çok şeyleri yitirdiğini görüyoruz.
06:08Bu Culus yolunda Eyüp Sultan Camii'ne doğru giderken Eyüp Ensari Hazretleri'ni türbesine ziyaret eden ailelerin çocukların için en büyük eğlence buradaki binek taşları gibi yani padişahın ata bindiği bu binek taşlarında oynamak.
06:25Oynamak ve bunun devamında ne vardı?
06:29Efendim Eyüp çarşısına gidip Eyüp oyuncaklarından birer tane temin etmekti.
06:35Peki Eyüp oyuncakçılığıyla öne çıkan çocukların hayali olan yani Eyüp de çocuk olmanın şansını o şanslı çocuk olmanın temeline ne yatıyordu?
06:44Esasında dünyada ilk geri dönüşümdü.
06:48Nasıl bir şeydi?
06:49Bugün Alibege ve Kağıthane derelerinden gelen atıklar yani tahta parçaları, odun parçaları buradaki atölyelerde oyuncak haline getirilirdi.
06:59Ve bunu çocuklar seyrederdi.
07:01Yani bir noktada geri dönüşümü görürlerdi.
07:04Ve onun yanında o çocuklara bir şey daha öğretilirdi.
07:09Adab-ı muhaşeret.
07:10Yani davranış biçiminde türbederler anlatırdı.
07:14İşte büyüklerin eli nasıl öpülür, nasıl ikramda bulunur.
07:17O yüzden bugün Eyüp Sultan'a geldiğinizde sizi bir şey karşılar.
07:22Bilhassa Eyüp Sultan Camii'nin girişinde ellerinde şeker olan ya da çeşitli lokum gibi ikramlarda bulunan kadınlarla karşılaşırsınız.
07:32Bunu bundan yaklaşık 40 yıl öncesine bunları çocuklar yaparlardı.
07:37Hayır hastanet yapacak olanlar genellikle bu çocuklara verir ve çocuklar da bir noktada paylaşmanın ne olduğunu öğrenirlerdi.
07:46İşte biz biraz sonra artık o çocuklar evlere, okullara kapandıkça gündelik hayattan korkmaya başladı.
07:53Bir de Eyüp'e gelen çocukların için en önemli şey neydi?
07:58Hacı uğurlaması.
07:59Ve Eyüp Sultan civarıda olan ailesiyle beraber Eyüp Sultan'ı ziyaret eden çocuklar için hele ki o gün hacı uğurlama olayı varsa
08:09yani bugün hacet penceresi önünde çocuklar öne doğru çekilir.
08:13Çocuklarla beraber hacılar bir halde dua ederler ve çocuklara harçlık verilir.
08:18Ve o çocuklar o harçlıklarla beraber hemen Eyüp Camii'nin karşısında sıra sıra dizili olan ekmek fırınlarından ekmek alıp Eyüp civarındaki fakir fukaralara dağıtırlardı.
08:31Ve çocukların en çok uğrunda yer de işte Mihrişah Sultan imaretiyle.
08:35Benim de bir fakir fukara ekmek katkım olsun diye gelinirdi.
08:39Bunlar unutuldu artık masal gibi ifade ediyoruz ama yaşanılması zor mu?
08:43Hayır değil. Her şey tekrardan güzellikler için de yaşanabilir efendim.
08:48Efendim Eyüp Sultan'a geldiğinizde biliyorsunuz Eyüp Camii ve Eyübe İnsar Hazretleri ziyaret edilir.
09:16Ve İstanbul'un fethinin hemen akabinde de Eyüp Sultan Camii inşasına başlanılmış Fatih Külliyesinden önce tamamlanan Eyüp Sultan Camii İstanbul'un ilk Salatin Camii.
09:29Peki İstanbul'un fethinin hemen akabinde ilk kurulan mescit hangisiydi?
09:33Yine Eyüp'teydi efendim.
09:34Bugün Toklu İbrahim Dede mescidi olarak geçen yapı eski bir şapelin biraz daha büyüğü işte kilisenin küçüğü olan bu yapı hemen Ayvansaray'daki Eyüp'ün bitiminde Ayvansaray bölgesindeki bu yapı hemen direkt mescide çevriliyor.
09:52Toklu İbrahim Dede de buranın imamı oluyor ve o bölgenin ilk türberleri oluyor.
09:59Neden ilk türberleri?
10:00Toklu İbrahim Dede mescidinin haziresi bir sahabeler haziresi olarak da ifade edilir.
10:07Resulullah Efendimizin süt kardeşi Ebu Şeybe El Hudri'nin de kabrinin bulunduğu orada Osmanlı'nın bazı kaynaklarına göre bine yakın sahabe kabri vardı.
10:19Nereden dolayı? İlk Arap orduları İstanbul'u fetih için geldiklerinde o dönemde yaşayan Resulullah Efendimiz'i görmüş sahabelerin pek çoğu Resulullah Efendimizin hadisi şerifine İstanbul'un fethiyle ilgili hadisi şerifine nail olabilmek için o surlarda ya gazi ya da şehit olmak için mücadele vermişler.
10:40O yüzden de şehit olanların hepsi oraya defnedildi ve bugünkü Toklu İbrahim Dede mescidinin haziresi sahabeler haziresi olarak geçer.
10:50Efendim Eyüp Camii'nin inşası tamamlanıyor.
10:53Fatih Sultan Mehmet döneminin ilk Salatin Camii biliyorsunuz İstanbul depremlerinden dolayı bu mescid tekrardan yenileniyor.
11:01Üçüncü Selim dönemi Mihrişah Sultan Külliyesi ile beraberinde hemen Eyüp Sultan Camii de tekrardan ihya ediliyor.
11:11Bugün Eyüp Sultan Camii'ni gezdiğimizde Sultan Üçüncü Selim'in yaptırmış olduğu camide ibadetimizi tamamlamış oluyoruz.
11:21Eyüp Sultan Camii'ni gezdiğimizde Sultan Üçüncü Selim'in yaptırmış olduğu camide ibadetimizi tamamlamış oluyoruz.
11:51Yazmış olduğum kitabımın ismi İstanbul'un ön sözü.
11:56Esasında bu ifadeyi kullanırken çok sıradan bir isim olarak ifade etmedim.
12:03Neden?
12:04İstanbul'da bugün tarihi yaramada İstanbul'unda mevcut olan pek çok şey Eyüp'te gerçekleştirildi.
12:13İlk cami, ilk mescid, ilk hamam.
12:17İstanbul'da Osmanlı döneminin ilk hamamı Eyüp Sultan'da hayata geçirildi.
12:22Fatih Sultan Mehmet döneminin ilk hamamıdır Eyüp Sultan Hamamı.
12:26Eski bir Roma harabesinin üzerinde hayata geçirilen bu hamam Eyüp Ensari Vakfı'nın bünyesindeydi.
12:33Efendim ilk süt ürünlerinin işlenmesi İstanbul'un yağışesinin sağlanması için Saya Ocağı'nın teşekkül ettirilmesi ki Saya Ocağı İstanbul'u fethinden hemen akabinde kurulan iki önemli müesseseden birisidir.
12:51Birincisi defterdarlıktır. Bugün Sayıştay, Danıştay, Tapu Gadaso, Milli Emlak hepsi defterdarlık bünyesinden ayrılmış kurumlardır.
13:01Defterdarlık devletin temeliydi ve Fatih Sultan Mehmet'nin İstanbul'u fethi akabinde ilk kurduğu müesseseydi.
13:09Yani devlet olmanın temel akaydı.
13:12İkinci olarak İstanbul'un İHŞ'si için Saya Ocağı teşkilatı kuruldu.
13:17Anadolu'dan getirilen küçük baş hayvanlar Eyüp'te Alibeyköy civarındaki Saya Ocağı olan yerde bir teşkilat teşekkül ettirildi.
13:26Ve burada bu hayvanlar bir noktada kontrol altına bırakılır, hastalıklarda arındırılır, beslenilir ve İstanbul'un et ihtiyacı karşılanırdı.
13:35O dönem içerisinde küçük baş hayvan daha çok tercih edildir.
13:39Yani büyük baş hayvan Türklerin mizaca tersti ve bu yüzden de koyun ve keçidir Türklerin asıl et ihtiyacı sağlayan hayvan.
13:48Ve bu Saya Ocağı 1917'ye kadar devam etti.
13:53Ta ki Yeniçeri Ocağı'na bağlı olmasına rağmen Yeniçeri Ocağı kaldırılmış ama bu teşkilata asla dokunmamıştı.
14:00Çünkü İstanbul'un et ihtiyacı sağlayan önemli bir teşekküldü.
14:05Bu Eyüp'te teşkilatlandırıldı.
14:08Bugün Eyüp tarihine bakarsanız Eyüp'ün kaymakçıları, Eyüp'ün şiş çöpçüleri bunlar hep meşhurdu.
14:15Neden meşhurdu?
14:17Bugün Kemerburgazat kadar uzanan bölgedeki besicilik, besicilerin ürünlerini pazarladığı yerdi Eyüp.
14:26Neden çok önemliydi Eyüp bu bakımda?
14:28Sadece ziyaret olması noktasında değil.
14:30Eyüp mesire alanlarının olduğu noktadır.
14:32Alibeyköy ve Kağıthane derelerinin olduğu alan yani bugün Sadabat olarak ifade ettiğimiz yer İstanbul'un ilk mesire alanıydı.
14:40Ve Boğaziçi'ndeki mesire alanlarına kadar 17. yüzyılda o bölgeler gelişene kadar her zaman Alibeyköy ve Kağıthane yani Sadabat bölgesi İstanbul'ların ilk mesire alanı olarak kalmıştı.
14:54Mesire alanının sadece bir eğlence noktası olarak bakmayalım.
14:57Ramazan'da esnaf teşkilatlarının kamp yaptığı bir yerdi ki Ramazan'ın biriyle 15'i arasında bütün kuyumcu teşkilatı Sadabat'ta çadırlar kurar ve Sadabat bölgesinde yazları, yazlar denk geldiğinde bütün ailelerle beraber orada bir kamp yapılırdı.
15:19İlk eğitim kampının uygulandığı yer Sadabat bölgesiydi ve kuyumcu teşkilatıyla başladı.
15:26Bütün ustaların tekniklerini çıraklarına öğrettiği birebir aile ortamıyla beraber o ortamın o koordine olması yani bir noktada seteka mantığının uygulandığı yerdi.
15:39Bugün bizim sosyal tarih içerisindeki önemli dipnotlarından bir tanesini teşkil eder.
15:44Efendim Eyüp'teki şiş çöpçüler Sadabat besire alanlara gidildiğinde piknik yapıldığında bugünkü gibi mangallar yoktu.
15:54Osmanlı dönemi piknik algısı şuydu.
15:57Zeytinyağlılar ve salatalardan müteşekkildi.
16:01Biliyorsunuz domates, biber bunların hepsi Amerika'nın keşfinden sonra geldi.
16:08Türkler yufka arasına şiş çöp yaparlar.
16:11Şiş çöpteki mevzu şuydu.
16:14Kuzu, kuzunun dört aylık kuzunun döşünden köfte yapılır ya da kuzulardan şiş yapılırdı.
16:22Bunlar defne dalına takılırdı ve aralarında defne konularak pişirilirdi.
16:29Ve patlıcanla beraber yapılır, yufkaları sarılır, besire alanlarına gidenler bunları uygulardı.
16:35Onun haricinde her şey zeytinyağı üzerine dayıldı.
16:39Mangal diye bir mantık yoktu ve yapılmasına da asla izin verilmezdi.
16:44Çünkü kokunun yayılmaması gerekiyordu.
16:46Artı mevsimlerin sonunda baharla beraber bütün mekteplerin muhakkak Sadabat bölgesinde piknik yapması zorunluluğu vardı.
16:58Bugünkü vakıf senetlerine baktığımızda bütün Sırbyan mekteplerin hepsinde daha sonraki mektepler sisteminde hatta üniversite mantığında da bunların uygulanmaya çok hassas bir şekilde devam ettirildiğini görmekteyiz.
17:13O yüzden hemen hemen İstanbul'un hayatının bir parçasıydı Eyüp Sultan ve bu yüzden de Eyüp Sultan'ın kaymağı yoğurdu, meşhurdu ve bugünkü anladığımız kaymaktan daha öte bir kaymaktı.
17:25İçini baymayan süt aromasını veren bu kaymağın yufkayla beraber ya da bugünkü haf ekmeğin biraz daha ince olanı yani ekşi mayalı ekmeğin tam böyle buğday tarzında olan yapıyla beraber ekmekten bir parçalanır ve kaymaya daldırılarak yenirdi.
17:50Bir baygınlık yapmaz ve bu kaymağın üzerinde yine bu bölgeye ait bir özellik olan bal vardı.
17:59O balı çok fazla ekmeden sadece hafif bir tartlandırma ile yenirdi ve bu gelenek siz vezir veya sadrazam olduğunuzda devlette üst makamlara geldiğinizde de kaymak ikramı geleneği vardı ve bu kaymaklar Eyüp'ten temin edilirdi.
18:19Eyüp kaymakçıları meşhurdu.
18:21Bununla ilgili yaşanan pek çok olaylar ondan sonra sosyal hayatı etkileyen unsurlar meydana da gelmişti.
18:29Eyüp tarihi içerisinde ilkler İstanbul tarihi yarımadasının da ilklerine teşekkür ettirir.
18:34Şimdi o ilklerden bazılarının yerinde görmeye gidiyoruz efendim.
18:37İzlediğiniz için teşekkür ederim.
19:07Efendim Eyüp Sultan'a geldiğinizde Eyüp Meydanı'nda şöyle bir şebekeler yaslanın ve etrafa bir bakın.
19:17Bir hayal edin İstanbul'un fethinin hemen sonrasında İstanbul'daki kapalı çarşının temeli oluşturan bedestenle beraber aynı tarihlerde Eyüp çarşısı da kuruluyor.
19:31Eyüp Sultan Camii'nden İskeli'ye doğru yürümeye başladığınızda tarihi çarşının içerisinden geçersiniz.
19:36Bu çarşı eski oyuncakçılar çarşısı ve bu çarşıyla beraber bugünkü Eyüp Meydanı olduğu yer eski çarşıydı.
19:45Ve Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulmuştu.
19:47İşin hikayesi de çok ilginçtir.
19:49Bugünkü Bursalılar Eyüp Sultan'ın da hemşerileridir.
19:54Fatih Sultan Mehmet'in iskan politikası üzerine Anadolu'nun pek çok yerinden nüfuslar getirilir.
20:01Bir tek Bursa bölgesi esnafı ve halkı mesafelidir İstanbul'a göç etme konusunda.
20:08Ve Fatih Sultan Mehmet bizzat Mahmut Paşa ile beraber ki Bursalıların en çok sevdiği paşadır Mahmut Paşa.
20:15Bursa'ya giderler ve Bursa esnafına ve bilhassa Bursa'daki İpekçi esnafına İstanbul'a göç etmesi gerektiğini
20:23ve İstanbul'da Eyüp Ensari Hazretleri'ne komşu olacakları, Peygamber Efendimiz'in sancaktarı,
20:32Peygamber Efendimiz'in ev sahibi Eyüp Ensari'ye komşu olacakları ve ona komşu bir çarşıda bütün bu ticaret hizmetlerini yapacağını Fatih bizzat anlatır.
20:44Ve Fatih ile beraber Bursa'dan bir nüfus getirilir ve bugünkü Eyüp Sultan civarına yerleştirilir.
20:51Eyüp'ün ilk sakinleri, ilk iskan edenler de Bursalılardır.
20:56O yüzden de Bursa'daki bütün geleneklerde Eyüp'e gelir.
21:00Ve o tarihten itibaren de yani Fatih Sultan Mehmet'den itibaren de İstanbul'un Medine'si diye ifade edilir Eyüp Sultan.
21:09Çarşının kurulmasıyla beraber pek çok genelek de başlar.
21:13Mesela Eyüp'e has bir simit vardır.
21:17Biz o simidi kandil simidi deriz.
21:19İlk kandil simidinin pişirildiği, yenildiği yer ve kandillerde dağıtıldığı yer Eyüp'tir.
21:27Ve kandil simidinin temelinde de Eyüp halkası denilen, bugün Eyüp'te tekrar yaşatılmaya başlatılan,
21:35bugün Eyüp'teki merkezdeki tek fırın olan o fırından Eyüp halkası istediğinizde kandil simidinin atasıyla karşılaşırsınız.
21:44Esasında kandil simidinin temelini oluşturan Eyüp halkası bir Bizans kurabiyesi idi.
21:51Ve zamanla bir kültürün bir medeniyet olarak nasıl geliştiğini, teşekkür ettiğini,
21:59Kemal Erdin'in güzel bir örneğidir.
22:02Bir Bizans kurabiyesi Eyüp halkası şeklini alıyor.
22:05Oradan da kandil simidine dönüşüyor ve bugün biz kandillerde birbirimize hediyeleşmek olarak ikram ettiğimiz kandil simidi geleneğe başlamış oluyor.
22:16Eyüp'ün bir başka daha lezzeti daha vardır.
22:19Bu da yine Balkanlardan gelen bir özelliktir.
22:23Efendim Arnavutların, pomakların ve bugün Bulgaristan Deli Orman bölgesinden gelen bir pide şekli vardır.
22:33Buna Eyüp güveci denir.
22:36Eyüp güveci, Eyüp Sultan'daki bu Balkan göçmenlerinin düğünlerde, kandillerde ve doğum günlerinde ikram için yaptıkları güveç daha sonra Eyüp Sultan'ın mutfağı oluşuyor.
22:51Ve bugün Eyüp'e geldiğinizde muhakkak Eyüp güveci yemeden gitmeyiniz.
22:57Efendim Eyüp'in damak zevklerinden bir değeri ise muhakkak bugün hala tek örnek olarak yer alan Eyüp'teki yoğurttur.
23:06Eyüp yoğurdunun tadına bakın ve öyle ayrılın efendim.
23:10Eyüp Sultan'a geldiniz.
23:37Piyerlot'a çıktınız. Eski ismiyle İdris'in Bitlisi tepesine geldiniz.
23:42Burada Gümüş Suyu caddesi üzerinden muhakkak Kaşkari Tekkesi'ne gelmenizi tavsiye ederim.
23:48Efendim Kaşkari Tekkesi'nin isim kökeni nerede? Kaşkar.
23:52Bugün Doğu Türkistan'ın olduğu yerde.
23:54Yani Doğu Türkistan'dan buraya irtibat sağlama noktasında kurulmuş tekkelerden bir tanesi.
24:00Peki bu Kaşkari Tekkesi üzerinden İstanbul'da neleri bahsedebiliriz?
24:06Efendim Kadırga'daki Özbekler Tekkesi.
24:09Yani Sultanahmet Kadırga'daki Özbekler Tekkesi.
24:12Üsküdar Paşa Limanı'ndaki Özbekler Tekkesi.
24:16Bunlar Osmanlı'nın siyasi ve kültürel hayatı içerisinde çok önemli noktalardı.
24:21Ve bu tekkelerle beraber Eminönü Yeni Camii bütün Orta Asya'dan kara ve deniz yoluyla yani kara yoluyla İran üzerinden gelip Trabzon'a doğru çıkıp Trabzon'dan Trabzon Limanı'ndan deniz yoluyla İstanbul'a gelinir.
24:38Eyüp Sultan ziyaret edilir.
24:40Eyüp Sultan ziyaret edildikten sonra Kudüs'e doğru yine gemi yoluyla devam edilir.
24:45Kudüs'ten itibaren de Hicaz bölgesine gidilir idi.
24:48Şimdi bu sadece Özbek Tekkeler değil yine Üsküdar'da Afganiler Tekkesi, Aksayar'da Hindular Tekkesi, Hindistanlı Müslümanların geldiği tekkeler.
25:00Bunlar Osmanlı kültürel hayatını, tasavvuf hayatını ve Osmanlı coğrafyasının etki alanını gösteren, delillendiren önemli müesseselerdir.
25:11Bu tekkenin ne özelliği var?
25:12İşte bu tekke Necip Fazıl Kısaküre'nin hayatını değiştiren yerdir.
25:17Yani Arvasi hocasını, Arvasi, Seyit Arvasi'yi tanıdığı yerdir burası.
25:22Hatta bir hikaye anlatılır.
25:24Çok da ilginçtir.
25:25Sultan Ahmet'deki bir meyhanede Necip Fazıl Kısaküre ve Nazım Hikmet beraber işmekteler.
25:35Sabaha kadar şiirler, edebi metinler, Fransız edebiyatından sohbetler edilir.
25:40Artık güneş doğmak üzeredir.
25:43Rum meyhaneci kibarca bunları kovar.
25:45Bu arada Nazım Hikmet der ki, ya der Eyüp'te bir şeyh varmış.
25:54Çok entelektüel.
25:55Bizim konuştuklarımızı ifade eden ama az konuşan ama gönülden konuşan birisi.
26:02Necip Fazıl diyor ki, ya bırak ya diyor.
26:04Yani bizim gibileri var mı Necip Fazıl'ın o bohem haline beraber derken Sultan Ahmet'ten yavaş yavaş Çembertaş'a doğru giderken Necip Fazıl diyor ki, ya gidelim diyor.
26:17Bu sefer de Nazım Hikmet diyor ki, ya ben çok yorgunum eve döneceğim diyor.
26:22Necip Fazıl kafasına takılıyor.
26:24Edirnekapı'ya doğru yürüyor.
26:28Balat, Fener sırtlarından Halic'e iniyor.
26:32Yürüyor, yürüye buraya geliyor.
26:33Ve namaz vakti gelmek üzeredir.
26:37Burada Seyit Arvas Hazretleri'ni görür.
26:39Ve o anda sadece görür.
26:42Ve Seyit Arvas Hazretleri bir şey yapmaz.
26:44Hal, halden etkilenme diye bir şey vardı.
26:46O halinden etkilenerek ona intisap eder.
26:50Ve Necip Fazıl'ın artık o tarzdan sonra hayat felsefesi, dünyaya bakışı, İslam'la olan ilgisi çok daha farklı bir boyuta gelir.
26:59İşte o yüzden Eyüp Sultan'a geldiğinizde muhakkak Piyalot'a çıkın ve Kaşgari Tekkesini ziyaret edin.
27:05Sadece Kaşgari Tekkesini ziyaret ederken şunu düşünün.
27:08Osmanlı coğrafyasında Afganiler Tekkesi, Hindular Tekkesi, Özbekler Tekkesi.
27:13Bunlar İstanbul'un kültürel noktadan nasıl bir kültür başkenti vasfını taşıdığında bir göstergesi olduğunu da görmeden, araştırmadan geçmeyelim efendim.
27:25Kaşgari Tekkesi'ne geldiğimizde arkadaşımız sordu.
27:53Hocam dedi, burada niye iki tane kuyu var dedi.
27:56Ben dedim, şimdilik iki tane kuyu görüyorsunuz.
27:58Esasında bütün bunların sebebi şu.
28:01Bugün Galata Mevlaniyesi'ne gidin, orada dört tane kuyu görürsünüz.
28:05Edirnekapı, Mihrimaz Sultan'a giderseniz de pek çok kuyularla karşılaşırsınız.
28:10Hatta Google'a girdiğinizde, Mihrimaz Sultan caminin restorasyonda kuyuların bulunduğuna dair bir haber de görürsünüz.
28:16Bunların sebebi nedir biliyor musunuz?
28:18Temeldeki suyu çekmektir.
28:19Esasında bu yapıların temelindeki suyun toprağı yumuşatıp ya da temeliyle tahrip edip yapıya zarar vermesi engellemek amacındadır.
28:28Edirnekapı, Mihrimaz Sultan'ın da çok güzel bir özelliği veya mimari teknik uygulamıştır.
28:36Orası kil yapısıdır.
28:37Toprak kil yapısı üzerindedir.
28:39Ve kildeki suyu çekerseniz betondan daha sert hale gelir.
28:43O yüzden de yaklaşık 7 ya da 8 tane kuyu bulunmaktaydı Edirnekapı, Mihrimaz Sultan'ın caminin içerisinde.
28:51Bunun 3 tanesi ya da 4 tanesi tespit ettiler.
28:53Ve bu kuyulardan su kullanıldığı müddetçe o kil tabakasını yumuşatan su damarlar çekiliyor.
29:00Ve yapının hem nem alması engellenmiş oluyor hem de temeldeki yumuşamadan kurtulmuş oluyor.
29:07Bunun aynı benzerini Divri Ulu Camii'de de görüyoruz.
29:10Divri Ulu Camii'nin uzun süre Sivas Divri Ulu Camii'nin tahrip olması temel sebebi yamacın hemen dibindeki kuyuların kapatılmasıydı.
29:18Bu yüzden de rutubet alan yapı tahrip görmüş ve restorasyona girmek zorunda kalmıştı.
29:24Esasında bu sular tamamen ihtiyacı karşılamak noktasında yapının temelini korunması temel amaçtı.
29:37İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:07İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:37İzlediğiniz için teşekkür ederim.

Önerilen