Futbol üzerinden ağır tahrik! İmamoğlu mazbatayı sahada aradı
Beşiktaş - Başakşehir maçının öncesinde ve sonrasında spor ahlakına aykırı provokatif gösteriler sergilendi. Gezi olaylarından bu yana artarak devam eden “futbol üzerinden kamplaştırma” tezgâhı, Ekrem İmamoğlu’nun tehdit siyasetini sahaya sokmasıyla daha da görünür hale geldi.
Fenerbahçe’de Aziz Yıldırım’ın devrilip yerine Ali Koç’un getirildiği Kongre’den bu yana, “bindirilmiş kıta”larca yönlendirilen futbol tribünlerinin “İkinci Gezi” kalkışması için kullanılacağı yönündeki kanaatler artıyor. Ortalığı karıştırmak üzere sahneye sürülen provokatörler, tek merkezden yönetilen algı operasyonuna işaret eden tavırlar bir “proje”ye işaret ediyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi CHP’nin adayı Muharrem İnce’nin İzmir mitinginde bir grup şarapçının “İstersen asalım bütün hoca ve müritleri, istersen kapatalım İmam Hatipleri” şeklinde attığı slogan, İmamoğlu’nun izlediği Beşiktaş Başakşehir maçında sahaya taşındı. Sokak ortasında bağıra çağıra slogan atan sözde taraftar görüntüleri, üzerlerine taraftar formaları giydirilmiş tahrik mangaları sporu da siyasetin aparatı haline getirdi.
Bu görüntülerin toplumda büyük infiale sebep olduğu günlerde, önemli uyarılarda bulunan Spor Yazarı Emre Bol, bu tür provokasyonlara karşı dikkatli olunması gerektiğini ifade etmişti. Futbol yorumcusu Turgay Demir de futbol tribünleri üzerinden provokasyon girişimlerinin 12 Eylül 80 darbesi öncesinde de görüldüğünü hatırlatarak, “Toplum mühendislerinin kullanamayacağı hiçbir argüman yoktur. Futbol gibi bütün kitleleri peşinden sürükleyen bir spor dalı da onların hedefidir. Sadece gıdaların değil, futbolun GDO’larıyla da oynamaya çalışıyorlar. Bütün provokasyon çabalarına karşı son derece dikkatli olunmalıdır.” demişti.
Futbolu politikaya, toplum mühendisliği projelerine alet etme arayışlarının, Beşiktaş Başakşehir maçının atmosferine de yansıtılması ve maça gelen “Mazbata Beklentisi” içindeki Ekrem İmamoğlu’na bir tribünden yönlendirilen tezahüratlar, tezgâhın devam ettiğini gösterdi. Beşiktaş’ı siyasete alet etmeyin” mesajlarını veren Çarşı Grubu adına, statta “Mazbatayı ver” sloganlarının atılmasının ve 100, 200 kişilik sözde Beşiktaş taraftar gruplarına ellerinde içki bardaklarıyla Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan şarkılar söyletilmesinin ardından, Fenerbahçe Galatasaray derbisinin de toplum mühendisliği projesinin devamı olarak kullanılmaması yönündeki uyarılar devam ediyor.
Kadıköy’deki Fenerbahçe Galatasaray derbisi öncesinde görüşlerine başvurduğumuz gazeteci Yazar Aydın Mürsel şunları söyledi: “Mısır’daki SİSİ darbesine giden yolda, futbol tribünlerinin nasıl kullanıldığını, provoke edildiğini ve ne müessif olayların meydana geldiğini biliyoruz. Yine 12 Eylül öncesinde de kitlelerin “ayarlanmış” gruplarca yönlendirildiğini biliyoruz. Gezi olaylarında, ‘futbol taraftarlığı’ üzerinden yapılanlar da unutulmamalıdır. Gençliğin heyecanını, enerjisini ülkenin zararına olacak ve toplumsal gerilimi arttıracak biçimde yönlendirmek isteyenler her zaman olmuştur, olacaktır. Ekrem İmamoğlu’na maça gitme demek elbette doğru olmaz ama tribünlerden politik sloganlar atılmasına, el göğüste ‘şükran’ mesajıyla karşılık vermesi de doğru olmaz. Futbol veya grupları bir araya getiren diğer alanlardaki provokasyon girişimlerine karşı alınabilecek tedbirler bellidir. Yöneticilerin futbolun politikaya alet edilmemesi konusunda gerekli mesajları vermesi gerekir. Kulüpler Birliği üzerine düşeni yapmalı. Herhangi bir futbol takımımız yabancılarla maç yaptığında, hangi takımın taraftarı olduğumuzu düşünmeden milli ruhla destekliyoruz. Futbol o noktada birlik ve beraberliğimize katkı sağlayan bir unsur oluyor ama böyle statlarda politikaya alet edildiğinde ayrıştırıcı, kamplaştırıcı bir noktaya gelir işler. Futbol kulüplerinin taraftarlarının günlük politikayı stada taşımaları çok yanlış olur ve ülke için çok sıkıntılı durumlara yol açabilir. Tribünler şu siyasi partinin adayını destekleyenler, bu siyasi partinin adayını destekleyenler şeklinde bölünmemelidir. Taraftar grupları, bu oyunlara karşı uyanık olmalıdır.”
Fenerbahçe’de Aziz Yıldırım’ın devrilip yerine Ali Koç’un getirildiği Kongre’den bu yana, “bindirilmiş kıta”larca yönlendirilen futbol tribünlerinin “İkinci Gezi” kalkışması için kullanılacağı yönündeki kanaatler artıyor. Ortalığı karıştırmak üzere sahneye sürülen provokatörler, tek merkezden yönetilen algı operasyonuna işaret eden tavırlar bir “proje”ye işaret ediyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi CHP’nin adayı Muharrem İnce’nin İzmir mitinginde bir grup şarapçının “İstersen asalım bütün hoca ve müritleri, istersen kapatalım İmam Hatipleri” şeklinde attığı slogan, İmamoğlu’nun izlediği Beşiktaş Başakşehir maçında sahaya taşındı. Sokak ortasında bağıra çağıra slogan atan sözde taraftar görüntüleri, üzerlerine taraftar formaları giydirilmiş tahrik mangaları sporu da siyasetin aparatı haline getirdi.
Bu görüntülerin toplumda büyük infiale sebep olduğu günlerde, önemli uyarılarda bulunan Spor Yazarı Emre Bol, bu tür provokasyonlara karşı dikkatli olunması gerektiğini ifade etmişti. Futbol yorumcusu Turgay Demir de futbol tribünleri üzerinden provokasyon girişimlerinin 12 Eylül 80 darbesi öncesinde de görüldüğünü hatırlatarak, “Toplum mühendislerinin kullanamayacağı hiçbir argüman yoktur. Futbol gibi bütün kitleleri peşinden sürükleyen bir spor dalı da onların hedefidir. Sadece gıdaların değil, futbolun GDO’larıyla da oynamaya çalışıyorlar. Bütün provokasyon çabalarına karşı son derece dikkatli olunmalıdır.” demişti.
Futbolu politikaya, toplum mühendisliği projelerine alet etme arayışlarının, Beşiktaş Başakşehir maçının atmosferine de yansıtılması ve maça gelen “Mazbata Beklentisi” içindeki Ekrem İmamoğlu’na bir tribünden yönlendirilen tezahüratlar, tezgâhın devam ettiğini gösterdi. Beşiktaş’ı siyasete alet etmeyin” mesajlarını veren Çarşı Grubu adına, statta “Mazbatayı ver” sloganlarının atılmasının ve 100, 200 kişilik sözde Beşiktaş taraftar gruplarına ellerinde içki bardaklarıyla Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan şarkılar söyletilmesinin ardından, Fenerbahçe Galatasaray derbisinin de toplum mühendisliği projesinin devamı olarak kullanılmaması yönündeki uyarılar devam ediyor.
Kadıköy’deki Fenerbahçe Galatasaray derbisi öncesinde görüşlerine başvurduğumuz gazeteci Yazar Aydın Mürsel şunları söyledi: “Mısır’daki SİSİ darbesine giden yolda, futbol tribünlerinin nasıl kullanıldığını, provoke edildiğini ve ne müessif olayların meydana geldiğini biliyoruz. Yine 12 Eylül öncesinde de kitlelerin “ayarlanmış” gruplarca yönlendirildiğini biliyoruz. Gezi olaylarında, ‘futbol taraftarlığı’ üzerinden yapılanlar da unutulmamalıdır. Gençliğin heyecanını, enerjisini ülkenin zararına olacak ve toplumsal gerilimi arttıracak biçimde yönlendirmek isteyenler her zaman olmuştur, olacaktır. Ekrem İmamoğlu’na maça gitme demek elbette doğru olmaz ama tribünlerden politik sloganlar atılmasına, el göğüste ‘şükran’ mesajıyla karşılık vermesi de doğru olmaz. Futbol veya grupları bir araya getiren diğer alanlardaki provokasyon girişimlerine karşı alınabilecek tedbirler bellidir. Yöneticilerin futbolun politikaya alet edilmemesi konusunda gerekli mesajları vermesi gerekir. Kulüpler Birliği üzerine düşeni yapmalı. Herhangi bir futbol takımımız yabancılarla maç yaptığında, hangi takımın taraftarı olduğumuzu düşünmeden milli ruhla destekliyoruz. Futbol o noktada birlik ve beraberliğimize katkı sağlayan bir unsur oluyor ama böyle statlarda politikaya alet edildiğinde ayrıştırıcı, kamplaştırıcı bir noktaya gelir işler. Futbol kulüplerinin taraftarlarının günlük politikayı stada taşımaları çok yanlış olur ve ülke için çok sıkıntılı durumlara yol açabilir. Tribünler şu siyasi partinin adayını destekleyenler, bu siyasi partinin adayını destekleyenler şeklinde bölünmemelidir. Taraftar grupları, bu oyunlara karşı uyanık olmalıdır.”
Category
🗞
Haberler