BOŞ ver kafiyelere Reyis Boş ver şiir yazmaya evlat Otur da doğru dürüst 7 tane erik ağacının hikayesini anlat Evimiz deniz kenarındadır Fındıklı'da Ekmek paramız Beyoğlu'nda çıkar Beyoğlu'na bir yokuştan çıkarız yirmi senedir Yokuşun ortasında bir arsa Arsanın ortasında yedi tane erik ağacı Saydım yedi tanedir Ne zaman yolum düşse Erik ağaçlarını arar gözüm Ya kedi yavruları gibi sırıl sıklam Ya buram buram bahar içredirler Ya bütün dalları kırılıp dökülmüş Her sene kırılır dallar adettir Bu yaz geleceğine alamettir Yaz geliyor demektir yokuştan paldır küldür Yoğurtçusu, dondurmacısı, çavuşu, yapıncağı kütür kütür Yaz geliyor demektir çok şükür 951 senesinin baharında Kestiler yedi tane erik ağacının yedisini birden diplerinden Henüz yeşermeğe başlamışlardı çıtır çıtır Körpe bir salatalık yeşili inceden Islak, nemli, ümitli Yedisini birden kazımışlar köklerinden Saçlarından tutup birer birer Yedisinin de köklerini sökmüşler Şimdi onların yerinde cascavlak Ensesi ceketinden iki parmak dışarda Üç katlı tombalak bir apartman kuruldu Güzel bir yapı olsa içim yanmaz Yapı değil mübarek hacıyatmaz Yağlı bir çift tavla zarı Bir yanı kumbara bir yanı kasa Elveda benim her mevsim dalları kırılan Sıska çelimsiz Ama son yaprağına son eriğine kadar cömert erik ağaçlarım Ne zaman yolum düşse Gözlerimi yumup sizi hatırlayacağım. Bedri Rahmi Eyüboğlu