Oynatıcıya atlaAna içeriğe atlaAltbilgiye atla
  • evvelsi gün
Bir sosyal sorumluluk projesi olan Mavi Nota e-Müzik Gazetesi için; Kırık Dökük Bir Can Jacqueline Du Pré adıyla belgeselini hazırladık. Zubin Mehta, İtzhak Perlman, Pinchas Zukerman ve hayat arkadaşı Daniel Barenboim ile kurduğu müzik çevresinde harmanladığı kısa sayılabilecek müzik yaşamını; ünlü çelistin yaşamını kaynaklara derinlemesine ulaşarak tanıkların da ifadeleriyle belgesel diliyle anlattık. Bu belgesel; 1987 yılında 42 yaşında MS (Multipl Skleroz) kas hastalığı nedeniyle kaybettiğimiz ünlü çelistin aziz hatırasına bir mektup göndermeyi amaçlıyor!
Döküm
01:05Çello sesini ilk kez radyoda işitmesi üzerine annesinden kendisine bir çello almasını istedi.
01:124 yaşındaydı ve annesinin kendisi için bestelediği şarkıları cellosunda çalan küçük kız, boyundan büyük bu çalgıyla kariyerine ilk adımı attıktan sonra 5 yaşında London Vialon College okulda ders almaya başlamış ve 7 yaşında okulda ilk konserini vermişti.
01:28Flütist ablası Hilary Dippur en büyük destekçisiydi.
01:32Birlikte birçok başarıya imza attılar.
01:36Vaklin o kadar yetenekliydi ki alanında saygın bir ödül olan Succia Cello Prize ödülünü kazandığında 10 yaşındaydı.
01:4313'üne geldiğinde BBC konserlerinden davet almaya başlamıştı.
01:5016 yaşında Wickmore Hall'de ilk kez sahneye çıktı.
01:5420 yaşındayken Londra Senfone Orkestrası ve şefsi John Barbaroli ile Edward Eger'ın cello konçertosunu kaydetti.
02:03Eger'ın ünlü cello konçertosunu klasik müzik tarihinin en ünlü kayıtlı performanslarından biri olarak arşivlere kazandırdı.
02:09Kariyer yolunda ilerlerken 10 yaşından 16 yaşına kadar ünlü cellist, Bilim Pilit'ten sürekli ders aldı.
02:2515 yaşında Zermatt'a, Pablo Casals'ın, 16 yaşında Paris'te, Uğult Ortliler'in derslerine katıldı.
02:3321 yaşında Rusya'da mistislav Leopoldoviç Rostropoviç'in öğrencisi oldu.
02:38Çalıştığı, öğrencisi olduğu tüm bu isimler, çağın biyolonsel efsaneleri arasında yer alıyordu.
02:47Müzik
02:49Müzik
02:57Müzik
03:09Müzik
03:13Müzik
03:15Müzik
03:17Müzik
03:19Müzik
03:21Müzik
03:23İzlediğiniz için teşekkür ederim.
03:53İzlediğiniz için teşekkür ederim.
04:23İzlediğiniz için teşekkür ederim.
04:53İzlediğiniz için teşekkür ederim.
05:23Bir annenin evlatları olarak, Jacqueline ve kendisinden 3 yaş büyük flüt virtüözü ablası Hillary, ciddi bir eğitimden geçerek büyüdüler.
05:32Kardeş olarak birbirleriyle dayanışma içinde olurlarken, gelecekte ünlü bir sanatçı olmanın bilinciyle tatlı bir rekabet içinde de oluyorlardı.
05:43Bu yaşam biçim onların enstrümanlarında ustalaşmalarının en büyük nedeniydi.
05:49İlerleyen yıllar içine ablası Hillary, mutlu bir evlilik yaparken, Jacqueline, uzun ve yorucu sahne, konser çalışmaları, dinleyicinin sahte ilgisi, yalnız geçirdiği günler ve uzun yolculuklar onun mutsuz bir kadına dönüşmesine neden oldu.
06:06Bu mutsuzluk onu sansasyonel bir evliliğe adım atmasına da neden olacaktı.
06:141966 yılı Noel arifesinde 21 yaşındaki Jacqueline Dippour, Arjantin asıllı bir Yahudi olan 25 yaşındaki piyanist ve orkestra şefi Daniel Berenboyum ile tanıştı.
06:27Aynı yılın Haziran ayında meydana gelen 1967 Arap-Misrail Savaşı'ndan önce Jacqueline Dippour, Daniel Berenboyum ile İsrail'e giderek Yahudiliğe geçti ve 15 Haziran 1967'de Ağlama Duvarında evlendiler.
06:44Bu iki müzik dahisinin evliliği dünyada dikkat çekmiş, Time dergisi, müzisyen çiftin evliliği hakkında, parmakla gösterilecek kadar güzel bir birliktelikti onlarınki.
06:58Clara ve Robert Schumann'dan sonra müzik camiasının örnek çiftiydi, diye yazmıştı.
07:051960'ların sonları, özellikle mutlu zamanlardı.
07:09Önce Jacqueline Dippour'un Daniel Berenboyum ile evlenmesi, ardından da Itzhak Perlman, İnç Yılsuk Erman, Zubin Meta ve diğerleriyle kurdukları müzik birlikteliği, müzik dolu mutlu günleri beraberinde getirmişti.
07:24Konserler ve kayıtların dışında arkadaşlarla oda müziği partileri yapılıyordu ve hayatın olanakları sınırsız görünüyordu.
07:32Ardından ilk sorunlar geldi ve zamanla parlak çelistin kariyerini sona erdiren ve onu yaşamdan koparan lanet hastalığın teşhisi konuyordu.
07:44Başarılı uluslararası kariyerinin ortasında Jacqueline Dippour'un cello sesi, aniden geri dönüşü olmayan bir düşüşe geçti.
08:00Parmaklarındaki hassasiyeti kaybetmeye başladı ve listellerini, konserlerini tek tek iptal etmek zorunda kaldı.
08:10Hayatının baharında, 28 yaşında iken, bir dizi kontrolün ardından, Ekim 1973'te, nihayet eşiz konuldu.
08:19Multiple sclerosis hastalığına yakalanmıştı.
08:23Bir müzisyen için çok gerekli olan motor kas becerilerini kaybediyordu.
08:28Bu, gerçek bir trajediydi.
08:32İzlediğiniz için teşekkür ederim.
08:34Bir müzisyen için çok teşekkür ederim.
08:35Bir müzisyen için çok teşekkür ederim.
08:36İzlediğiniz için teşekkür ederim.
09:06İzlediğiniz için teşekkür ederim.
09:36I had just gone through an experience of a friend having multiple sclerosis.
09:41So, when she said that, I was incredibly disturbed.
09:50So, she went back in the bedroom and I said to Daniel, you must have her tested for multiple sclerosis.
09:57There is no way this is psychological. I've just gone through an experience of it and I absolutely sense a similar situation. Please have a test.
11:08Any particular category. It was 10 o'clock on a Thursday. There was a rehearsal. Oh, okay. What am I playing? Oh, I'm playing Dvořák today. Okay, Dvořák.
11:17If it was Elgar, it would be Elgar. It didn't matter. It was so well already. It was done. It was done before she even... I think she was done before she was born.
11:31I went there. Yes, the piano doesn't sound very happy what happens.
11:37But...
11:38That's...
11:39That's...
11:43That's...
11:44That's...
11:45That's...
11:46That's...
11:47That's...
11:48That's...
11:49That's...
11:50That's...
11:51That's...
11:52That's...
11:53That's...
11:54That's...
11:55That's...
11:56That's...
11:57That's...
11:58That's...
11:59That's...
12:00That's...
12:01That's...
12:02That's...
12:03That's...
12:04That's...
12:05That's...
12:06That's...
12:07That's...
12:08That's...
12:09That's...
12:10That's...
12:11That's...
12:12That's...
12:13That's...
12:14That's...
12:15şarkılarına rağmen ona harika bir şekilde yardımcı oldu Çello susmadan önce Çello için
12:25en iyi eserlerden bazılarını kaydetmeyi başardı hem konçertolar hem de sonatlar ki bunlar hala arşivlerde
12:33gerçek bir iyimserlik ve umut armağanıyla kutsanmış olan Jacqueline Dippour trajik durumuna rağmen
13:00kendisini sık sık şanslı bir insan olarak tanımlıyordu 19 Ekim 1987'de 42 yaşındayken
13:10Londra'daki evinde öldü ve Golderskree'ndeki Yahudi mezarlığına gömüldü Cenaze törenine çok sayıda
13:19ünlü müzisyen ve eski dost katıldı Amerika Birleşik Devletleri İngiltere Kanada ve Avusturya'da
13:27maltipliği sıkleroz için Jacqueline Dippour araştırma fonu kuruldu
13:31şimdiye kadarki en önemli ve en insancıl Çelistlerden biri olarak anılan Jacqueline Dippour 1976'da
13:42Britanya İmparatorluğu nişanı ve Londra, Leeds, Durham, Oxford ve diğer üniversitelerden
13:49farklı derecelerde dahil olmak üzere çok sayıda ödüle layık görüldü 2004 yılında eşi Daniel
13:56Barenboim Jacqueline Dippour'un değerli enstrümanlarından birini Kudüs dörtlüsü üyesi yetenekli genç İsrail'i
14:04İst, Amisha, Gross'a bağışladı. Jacqueline Dippour, cellosuz da olsa çok özel bir insandı. Işıltılı ama
14:17utangaç kişiliği, güçlü ama asla talepkar olmayan, sıcak kalpli, güzel, Edward Edgar'ın müziği kadar
14:25çizdi. Ne uluslararası şöhrete sahip oluşuyla, ne hastalığının başlangıcındaki karanlık zamanlarında,
14:33ne de sabırlı acılarla dolu son yıllarında bunların hiçbiri değişmedi. Maltipli Skleroz'dan
14:40nefret ediyorum ifadesi onun şahsi tarihine kaydedilmiş en içten söylenmiş şikayetiydi.
14:55Hayatımın son yıllarında Jacqueline Dippour'un en büyük zevki, kayıtlarını kendisini ziyarete
15:04gelen arkadaşlarıyla paylaşmaktı. Her zaman müzik icra etme arzusu vardı ve işe yaramaz bedenine
15:12rağmen zihni ve kulağı hasar görmemişken, kendi plaklarını dinlemek ya da Christopher
15:17Noob'un kendisini konu ettiği belgeselini izlemek, hasarlı hasta bedenine katlanılabilir bir
15:23alternatif sağlıyordu. Daha sonraki yaşamının diğer açılardan katlanılabilir olması, Daniel
15:31Bell'in boyumun desteği ve Ruth, Anne Kenning'in, giderek zorlaşan 11 yıl boyunca gösterdiği
15:37verili ve uzman ilgisi sayesinde oldu.
15:391968'de, İngiltere'nin bağımsız televizyon yapım firmaları da Watch, hanımsız
15:55verili ve teknik arード et начat bir olarak veriliğinde
16:09olan Allegro filmcilik'i kuran, müzik başlıklı, 80'den fazla film ve televizyon yapımına imza atan
16:17Christopher Noop'un, birçok İngiliz müzisyenle birlikte Jacqueline Dupour'un da konser, stüdyo kayıtları
16:23ve müzik çalışmalarını filme kaydederek güçlü bir arşiv oluşturmuş. Bu şekilde bu müzisyenlerin
16:29yakın dostluklarını ve çalışmalarını günümüze aktarmıştır.
16:39İngiliz müzisyenlerin tek bir arşiv oluşturma.
17:09MÜZİK
17:38MÜZİK
18:08Birliktelikleri sırasında belgeselci, Chris Toppernup'ın, kayıt oturumu için gelişigüzel çekim yaparken ilginç görüntüler yakaladı.
18:21MÜZİK
18:22Daniel Berenboy'un şaşırtıcı derecede iyi piyano çalıyor, Jacqueline Dippour ona hayranlıkla bakıyor, Tom Mayister kaydın hazır olduğunu söyleyerek araya giriyor, Jacqueline Dippour celloyu alıyor, Berenboy'un piyanonun başına oturuyor ve ses seviyelerini test ediyorlar.
18:39MÜZİK
18:40Kayıt stüdyosunda olduklarından, dışarı çıkmak yerine birbirleriyle yüzleşebiliyorlar, bu da içten bir şekilde müzikal iletişim ve konuşma duygusunu artırıyor.
18:53Tom Mayister işini bitirdiğinde, Jacqueline Dippour cellosunu bırakıyor ve podyumdan iniyor, açıkça dünyayla mücadele etmeye hazır bir şekilde stüdyodan dışarı çıkıyor.
19:03İzlediğiniz için teşekkür ederim.
19:33İzlediğiniz için teşekkür ederim.
20:03İzlediğiniz için teşekkür ederim.
20:33İzlediğiniz için teşekkür ederim.
20:35İzlediğiniz için teşekkür ederim.
20:37İzlediğiniz için teşekkür ederim.
20:39İzlediğiniz için teşekkür ederim.
20:41İzlediğiniz için teşekkür ederim.
20:43İzlediğiniz için teşekkür ederim.
20:45İzlediğiniz için teşekkür ederim.
20:47İzlediğiniz için teşekkür ederim.
20:49İzlediğiniz için teşekkür ederim.
20:51İzlediğiniz için teşekkür ederim.
20:53İzlediğiniz için teşekkür ederim.
20:55İzlediğiniz için teşekkür ederim.
20:57İzlediğiniz için teşekkür ederim.
20:59İzlediğiniz için teşekkür ederim.
21:01İzlediğiniz için teşekkür ederim.
21:03İzlediğiniz için teşekkür ederim.
21:05abone olabiliyor.
21:07İzlediğiniz için teşekkür ederim.
21:09İzlediğiniz için teşekkür ederim.
21:11İzlediğiniz için teşekkür ederim.
21:13İzlediğiniz için teşekkür ederim.
21:15İzlediğiniz için teşekkür ederim.
21:17İzlediğiniz için teşekkür ederim.
21:19İzlediğiniz için teşekkür ederim.
21:21İzlediğiniz için teşekkür ederim.
21:24Bir sonraki wahaya görüşmek üzere.
21:25İzlediğiniz için teşekkür ederim.
21:27İzlediğiniz için teşekkür ederim.
21:29İzlediğiniz için teşekkür ederim.
21:59İzlediğiniz için teşekkür ederim.
22:29İzlediğiniz için teşekkür ederim.
22:59İzlediğiniz için teşekkür ederim.
23:29İzlediğiniz için teşekkür ederim.
23:59İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:01İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:03İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:05İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:07İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:09İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:41İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:43İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:45İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:47İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:49İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:51İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:53İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:55İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:57İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:59İzlediğiniz için teşekkür ederim.
25:01İzlediğiniz için teşekkür ederim.
25:03İzlediğiniz için teşekkür ederim.
25:05İzlediğiniz için teşekkür ederim.
25:07İzlediğiniz için teşekkür ederim.
25:09ler.
25:10İzlediğiniz için teşekkür ederim.
25:11İzlediğiniz için teşekkür ederim.
25:12İzlediğiniz için teşekkür ederim.
25:15Sa forbund 좋아하는 roman treesini
25:17else
25:19esas sektörüm
25:22belli yerler
25:28karıştırıyorlar
25:34çok ilginç
25:38şarkı
25:42çocuk Bottura
25:43bir şarkı
25:44...certainly, she jumped out of that film, she jumps at you.
26:14Oh, look! Look!
26:19That's a memorable sign of me, my necklace.
26:24Oh, look at me!
26:40Orchestral musicians loved her.
26:42People who had never spoken to her.
26:45People sitting behind her, so that they just wouldn't crowd around her.
26:50That's when she would ape and play Dr Zhivago and all that.
26:54But...
26:56...it's always giving.
26:58She was like a very active conversationalist.
27:03I have never met somebody I hadn't met before, nor since,
27:08who was such a musical conversationalist.
27:12It was a kind of personality that absolutely forced you to concentrate on her.
27:30whether it was intimate, contemplative music, or very exuberant.
27:36It was not just a question...
27:38What I'm trying to say is it was not just a question of...
27:40virtuoso, loud, full of temperament.
27:46Even in a quiet moment there was something very very...
27:48very very...
27:49you know...
27:50like...
27:51lens...
27:52like...
27:53film lens...
27:54that really...
27:55Jacqueline DePour'un en unutulmaz performansı,
27:58Daniel Berinboyum'un,
28:00Londra Senfoni Orkestrası'nı yönettiği Dvorjac cello concertosudur.
28:05Her ne kadar Elgar cello concertosunu seslendirmesiyle ünlü olsa da,
28:10Dvorjac'ı da bir klasiktir ve bunun önemli bir nedeni vardır.
28:16Onun sıcak, cesur sesini, nefes kesici dinamik değişikliklerini
28:21ve yürek kurkan saf güzelliğini dinlersiniz.
28:25Eseri dinlerken pek çok harika an yaşarsınız ama,
28:29Poncerto'nun sonuna doğru yavaş bölümü ele alış biçimi bambaşkadır.
28:35Dvorjac bunu, Poncerto'yu bestelerken ölmek üzere olduğunu öğrendiği sevgili yengesine bir saygı duruşu olarak yazdı.
28:44Solo cello bölümünün, bir nefes gibi.
28:48Sonra bir crescendo ve son ölçüler orkestra tarafından fırtınalı bir şekilde sona eren bir küçültmeyle kapanması gerektiği biçimde besteledim.
28:58Bu benim fikrimdi ve bundan vazgeçemem, diyen Antonin Dvorjac,
29:03bu eserinin seslendirilmesi için alışılmışın dışında ve ikna edici bir şekilde başarılı olmak için kendine güvenen bir cherist gerekiyor.
29:12Tabii ki Jacqueline Dvorac da öyle.
29:16Daniel Berimboyim ile birlikte Eylül 1968'de, Sovyet güçlerinin Çekoslovakya'yı işgal etmesinden sadece birkaç gün sonra,
29:26Komünist Parti'yi zayıflatabilecek liberalleşme çabalarını durdurmaya çalışan canlı bir performans gerçekleştirdi.
29:33Tabii ki bu, Daniel Berimboyim ve Jacqueline Dupour'un repertuar seçimine ek bir anlam kazandırdı.
29:41Çünkü Dvorjac, Çek kültürel kimliğini kutlama ve beslemede çok önemli bir figürdü.
29:47Konseri beş günde düzenlediler ve Alexander Dupour'un taraftarlarından bunun için ölüm tehditleri aldılar.
29:56İzlediğiniz için teşekkür ederim.
29:58İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:02İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:32İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:33İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:34İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:35İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:36İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:37İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:38İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:39İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:40İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:41İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:42İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:43İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:44İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:45İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:46İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:47İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:48İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:49İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:50İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:51İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:52I have to say one thing, it's very important to say.
30:58Talking about Jackie is very difficult
31:01because not only was she a person like none other,
31:08but it all comes out sounding as if you're talking about this perfect creature.
31:18And I don't want it to come out that way.
31:21That's not the way I think of Jackie when I think about her.
31:25I don't think about her as being perfect.
31:27I think about her as being unique, and I miss her.
31:35I miss that in her which was unique.
31:40Her lack of pretense, of falseness.
31:45This, you see, she had a peculiar life.
31:49If she developed in a peculiar way and she didn't learn what we all learn going to school,
31:58you know, how to give the teacher what he wants, not necessarily the truth, what he wants.
32:06Jackie didn't give people what they wanted.
32:10Maybe what they wanted was a byproduct and it worked out okay,
32:14but what she actually did was she just gave them herself, who she was,
32:18the truth of who she was, the truth of what she saw,
32:22and musically the truth of what she felt and what she heard.
32:26You know, and because she was great, that truth was a great truth.
32:30You know, we all miss that.
32:32You know, we all miss that.
32:52İzlediğiniz için teşekkür ederim.
33:22İzlediğiniz için teşekkür ederim.
33:52İzlediğiniz için teşekkür ederim.
34:22İzlediğiniz için teşekkür ederim.

Önerilen