Oynatıcıya atlaAna içeriğe atlaAltbilgiye atla
  • evvelsi gün
Devlet Opera ve Balesi (DOB), son dönemde seyirci sayısını üçe katlayarak yüzde 90'ı aşan doluluk oranlarıyla yakaladığı başarıyı, sanatı Anadolu'nun daha önce ulaşılmamış noktalarına taşıyacak projelerle taçlandırıyor.

İstanbul, Efes, Bodrum ve Aspendos başta olmak üzere birçok şehirde düzenlenen opera ve bale festivalleri ise geniş bir repertuar ve uluslararası katılımlarla sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor.

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Tan Sağtürk, İstanbul'un simge yapılarından Haydarpaşa Garı'nda 'Atatürk Kültür Merkezi-2' adıyla yeni bir sahne kurulacağını, 2. Anadolu Opera ve Bale Festivali'nin ilk duraklarının Bayburt ve Çemişgezek olduğunu, Boris Eifman gibi dünya yıldızlarını Türkiye’ye getirme planlarını hem Bodrum hem de Aspendos gibi köklü festivallerin programlarını T24’e anlattı.
Döküm
00:00İNTRO
00:00Merhabalar, bugün Ankara Devlet Opera Balesi'ndeyiz.
00:10Ankara Devlet Opera Balesi'nin bale salonundayız.
00:12Ve Devlet Opera Balesi Genel Sanat Yönetmeni ve Genel Müdürü Tansar Türk'le beraberiz.
00:17Hoş geldin İstan Bey.
00:18Hoş buldum, teşekkür ederim.
00:19Haziran ayında İstanbul Opera Bale Festivali vardı.
00:22Ve ilginç şeyler izlettiniz bize. Çok teşekkür ederiz.
00:25Özellikle Boris Eiffman geldi. Sofya'dan gelenler oldu.
00:28Tabii bizim kendi çağdaş eserlerimiz ve İstanbul Devlet Opera Balesi'nin ve diğer müdürlüklerin eserleri şahane işlerdi.
00:34Önce onu konuşalım istiyorum. Nasıl geçti festival?
00:37Tabii yerleşik temsillerimiz de olduğu gibi festivallerimiz de son derece kıymetli ve önemli.
00:42Çünkü festival denilen o aslında şenlikli ortamda çok farklı grupların, kampanilerin, sanat kurumlarının ardı ardına akması ve seyirciler tarafından izlenmesi söz konusu.
00:53Bir mukayese oluyor. Bir mukayese ortamıyla da aslında sanat gıdalanması bir nebze daha fazla sağlanmış olabiliyor diyebiliriz.
01:01Özellikle İstanbul Opera ve Balesi ile birlikte yerleşik temsillerimizi tamamladıktan sonra İstanbul Opera Bale Festivali'ni başlattık.
01:08Burada tabii çok kritik ve özel bir takım çalışmalara da imza atmaya çalıştık.
01:12Kritik diyorum çünkü bizim bazı kutsal kaselerimiz var.
01:16Dolayısıyla onlara dokunmak tabii hassasiyet ister.
01:19Özellikle Ankara Devlet Opera Balesi'nde başlattığımız Cemal Reşitreğ'in Çelebi Operası ilk kez seyirciyle buluşmuş oldu.
01:26Adnan Saygun'un Gılgamış Testanı, yine Cemal Reşitreğ'in Deli Dolu Operası gibi bazı eserlerimizi
01:31Devlet Opera Balesi'nin güçlü sanat ekibiyle birlikte inceleyerek, adeta beyaz eldivenler dikerek,
01:37yani onlar tarafından el yazması notaları işlenerek ortaya çıkılmış eserler olarak doğdu.
01:41Tabii her eser gerekli merakı da peşe sıra getiriyor.
01:44Örneğin nasıl bir çalışma olacak?
01:46Adnan Saygun bugün hayatta olmuş olsaydı, Gılgamış seyrettiği zaman acaba nasıl bir tepkiyle karşılık verecekti?
01:52Hem onun gibi düşünerek hem de tabii yazılanların içlerinde çok da fazla gereksiz müdahalelerden uzak durarak,
02:00çünkü sanata müdahale bazen olan aslını başka bir modele sürükler ki bunu hiçbir sanatçı da tercih etmez elbette ki.
02:06Onu hissederek, içselleştirerek, günümüze uyarlayarak ancak seyirciyle buluşturmak mümkün olabilirdi.
02:11Kendi yerli koreograflarımızla ve rejissörlerimizle hareket ederek ortaya çıkan bir çalışma oldu.
02:17Bir inanç oluşturmaya çalıştık biz genel müdürlük olarak ve bu eserler İstanbul Opera Balesi Festivali'nin bir akşamında seyirciyle buluşmuş oldu.
02:25Tabii sonundaki alkışı duyunca, adeta sanatçılarımız makyajlarını silerken alkışın devam etmesi gibi böyle fenomen olaylarla karşılaşınca
02:34ve özellikle Adnan Saygun Hocamızı yakından tanıyan diğer üstadlarımızın da övgü dolu sözleriyle pekişince
02:41biz bu işi doğru başlattığımızı, doğru ilerlettiğimizi bize birazcık daha kanıtlamış oldu.
02:47Onun dışında tabii kendi yerleşik eserlerimizin dışında, yurt dışından gelecek uluslararası niteliğe haiz bazı topluluklar da vardı.
02:55Bunlardan bir tanesi Sofia Operası geldi ve Elektra'yı sahneye koydu.
02:59Özellikle şancı, operacı arkadaşlarımın özellikle söylemlerine göre çok iyi seslerdi.
03:04Ve kalbur üstü seslerin tabii Atatürk Kültür Merkezi gibi bir sahnede olmuş olmaları
03:08sürekli festivali takip eden seyirciler açısından da çok kıymetli oldu.
03:12Boris Eivman, Boris Eivman bugün çağımızın en büyük efsane tırnak içinde koreograflarındandır.
03:17Kendi okulunu kurmuştur St. Petersburg'da.
03:20Devlet desteklidir tamamen.
03:21Kendi kampanisini de ortaya çıkarmıştır.
03:23Orada yapılan işler adeta bütün dünya festivalleri tarafından tabiri caizse kapış kapış kendi festivallerine alınmak için uğraşılır.
03:32Yakın iletişimler kurduk.
03:34Atatürk Kültür Merkezi ve İstanbul gibi bir şehrimizin cazibesiyle birlikte onları da kullanarak onların bu festivalde yer almalarını sağladık.
03:41İki eserle katıldılar.
03:43Bunlardan bir tanesi Anna Karanina, diğeri ise Rus Hamlet.
03:46Uzun dansçıların, uzun boylu dansçıların adeta çok iyi çalıştırılmalarıyla kompakt hale getirilerek bir bütünlük sağladığı ve Boris Eivman tarzı koreografilerin içeriye aplike edildiği, uygulandığı bir çalışma bize sergilediler.
04:01Aynı zamanda da bize İstanbul'da Ritopera Balemizde bir workshop ortamı sağlamaya çalıştık onlarla birlikte.
04:06Bu tabii Atatürk Kültür Merkezi'ne herhalde gelmiş eski AKM'e yıkılıp yenisi yapıldıktan sonra en iyi eserlerden bir tanesi olduğunu söylemek mümkün.
04:17Aldığımız tepkilerin de çoğu böyle oldu.
04:19Zaten buradan sizin nezdinizde de seyircimize bir defa daha teşekkür etmek isterim.
04:23Muazzam bir teveccühle karşı karşıyayız.
04:26Yaklaşık seyirci sayımızı 2-3 misine çıkarmış pozisyondayız.
04:29Ve gerçekten şu anda sahnelerimiz %90 küsurluk dolluk oranıyla yetmez hale geldiği için yeni sahne arayışlarımız var.
04:37İstanbul'da yakın bir zaman sonra sürprizini şimdiden verebiliriz.
04:41Belki Haydarpaşa Garı'nda Atatürk Kültür Merkezi 2 yapılacak.
04:44Orada yeni bir sahneye kavuşma imkanımız olacak.
04:47Bakanlığımızın bize öngördüğü ve bizim ısrarlarımızın üzerinde oluşan bir yapılanma oluşacak.
04:53Ankara'da da Şankaya Belediyesi ile birlikte bir çalışma yürütüyoruz.
04:56Umarım oradan da belirli tahsis pozisyonları yaratarak kendi koltuk sayımızı arttırarak
05:01temsillerimizi daha çok seyirciyle buluşturma alanına geçeceğiz.
05:04O yüzden festivallerimizin sayılarının daha da fazlalaşması mümkün olacak.
05:08Peki bu sahneler kısa vadede faaliyete geçecek şeyler mi yoksa biraz vakit alacak gibi mi?
05:13Ankara için konuşacak olursak eğer anlaşmalar tamamlanır da tam olarak bir programlama içine geçersek
05:19sanırım önümüzdeki sezonun Kasım ayında yani Aspendos Opera Bale Festivali'nden hemen sonra
05:24Ankara'mız sadece uluslu opera binasını değil aynı zamanda o sahneyi de kullanabilecek.
05:29Ama İstanbul için herhalde biraz daha vakit var.
05:31Tabii ki biliyorsunuz Saylar Paşa göre tarihi bir alan ve bu tarihi alanda birçok çalışma yapılandırılamıyor.
05:37Ancak restorasyon çalışmalarıyla mümkün olabiliyor.
05:40Restorasyon çalışmaları da normal yapımlara göre çok daha zahmetli.
05:44Oradaki tren raylarının belirli bir kısmının dışarıya alınması söz konusu olacak.
05:48Mutlaka bir tren rayı güvenlik açısından orada tutulmak zorunda.
05:52Ve ona da büyük ihtimalle Orient Express ve işte onun müzesi
05:56aynı zamanda çevresinde bienel alanı oluşturulmayı planlayan bir bakanlığımız var.
06:01Biz de bundan ötürü çok heyecanlı ve mutluyuz.
06:03Oradan gelecek her haberi de heyecanla bekliyor pozisyonlar.
06:06Önümüzdeki festivalleri konuşmaya geçmeden önce bize İstanbul'da Boris Eiffman'ın da katılımıyla
06:12onun bir belgeselini izlettiniz.
06:14Ve ardından da orada ben ikiniz arasındaki bir konuşmaya şahit oldum.
06:18Boris Eiffman'a aslında Türkiye'de bir nevi davet edip bir sezonda olsa bizimle çalışmasını söylediniz.
06:24Bu bir proje miydi, bir temenni miydi yoksa görüşmeler devam ediyor mu, bir sürpriz olacak mı?
06:30Şimdiden söyleyebileceğiniz bir şey var mı?
06:31Şimdi özellikle benim Uluslararası Bale Federasyon Başkan Yardımcılığına getirilmem
06:37ve katıldığımız her ülkedeki yeni Seul'den indim, karşınızdayım.
06:41Orada da başkanlık yürüttüm, dünyanın en büyük bale yarışmalarından bir tanesi.
06:45Orada kurduğumuz connection'lar, orada kurduğumuz ilişkilerle birlikte artık Devlet Opera Barisi'nin içinde neler yapılabildiğini,
06:52kabiliyet gücünü, kas gücünü daha da fazla uluslararası arenada anlar hale geldiklerini düşünüyorum.
06:56Kaldı ki sosyal medya üzerinden de yakın takipteler ve uluslararası basının da tabii bizimle ilgileniyor olması çok kıymetli.
07:03Orada da çıkan bir takım haberler vasıtasıyla da dünya aslında Devlet Opera Barisi'nin ilerlediği yolu takip edebilir pozisyonda.
07:10Boris Ehipman tabii çok kıymetli, biraz önce de bahsettiğim gibi.
07:14Dışarıya da çok da fazla eser vermemiş, hep kendi kampanysinde ve kurumunda yapmış.
07:19Elbette ki bizim standartlarımız Boris Ehipman'ın kampanysinde.
07:21Her kampanymiz, 6 ilimiz var, her ilimiz birbirinden farklı niteliklere de sahiptir aynı zamanda, aynı eserleri döndürsene.
07:29Dolayısıyla buradaki bu geniş yelpazenin avantajlarını da kullanarak Boris Ehipman gibi böyle legend, efsane bir ismin işbirliği elbette ki bize çok katkı sağlayacaktır.
07:40Anaçlarımız adına da bir farklılık, farklı bir çalışma, bir workshop alanı, bir eğitim alanı ortaya koyacaktır.
07:46Kendisi bu yakın kurduğumuz ilişkilerden, belirli bir süredir yakaladığımız başarıdan son derece mutlu olduğunu ifade etti.
07:53Dolayısıyla neler yapabiliriz? Bunları gel burada konuşalım istersen dedi.
07:57Çünkü o St. Petersburg'da da yeni bir sahneleri olacak.
08:00O sahnenin açılışına bizleri de davet etti.
08:02Elbette ki hatta evimde kalırsın dedi.
08:04İşte gideceğiz, kalacağız evinde ve biraz iş konuşacağız.
08:08İşimiz ne? Sanat.
08:10Neler yapılabileceğiyle ilgili elbette ki konuşmalar içinde olacağız.
08:13Ama son derece mutluluk duyuyorum ki şu andaki festivallerimizde sadece Boris Seyfman değil,
08:19Boris Seyfman gibi çok çok kıymetli sanatçıları da aslında dünyadaki en önemli sanatçılarda bizzat geliyorlar.
08:25Son derece mutluyuz aramızda olduklarına.
08:27Çünkü onların varlıklarıyla birlikte bizim motivasyon kaynağımız elbette ki çok daha yükseliyor ve umutlarımız geleceğe dair artıyor.
08:35Biliyorsunuz sanat işi umut işidir.
08:37Geleceğe dair o umutları içimizde barındırmamız lazım ki o eserler o umutlarla ortaya koyulabilsin.
08:44Seyirciye daha büyük enerji olarak dönüşebilsin.
08:46Dolayısıyla bu uluslararası bağlantıların çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.
08:50Umarım Rusya'dan güzel haberlerle dönersiniz diyeyim.
08:53Ben hemen şu soruyu da soruyorum.
08:54Çok uzun yıllar sahnede yer almış, dans etmiş bir sanatçı olarak antik bir tiyatroda ya da tarihi bir yerde dans etmenin bir sanatçı için verdiği duygu nasıl bir şey?
09:04Biliyorsunuz özellikle sahne sanatlarında çalışan sanatçılarımız çok ufak yaşlardan itibaren bu mesleğe baş koyarlar.
09:13Çünkü ancak fizik o zaman eğilip bükülür, ancak ses o zaman oturur vesaire.
09:18O yüzden çok ufak yaşlardan itibaren konservatuvar eğitimleriyle birlikte onlu yaşlardan itibaren hayatınıza adadığınız bir meslek haline dönüşür.
09:27Disipliniyle, yeme içmenizle, alışkanlıklarınızla sizi farklı bir forma evirir.
09:34Entelektüel kimliğinizle, bilgi birikiminizle.
09:37Bunları yaparken elbette ki büyük tiyatrolar son derece kıymetlidir.
09:41Ancak bütün yıl boyunca yapılmış olan o harala gürele, seyirciyle buluşma hali, provalar, kostüm yapım aşamaları, dekorların yapılması,
09:52bütün bu çaba, bütün bu emeğin sonucunda elbette ki hayat her zaman sanatta 7-24 devam etmek zorundadır.
10:00Neredeyse tatilsiz devam etmek zorundadır.
10:03Çünkü insanların tatile çıktıkları zaman sizler seyircileri bu tip antik tiyatrolarla birleştirirsiniz.
10:09Sanatçı için de bu böyledir.
10:11Sanatçı sadece seyredilen değildir.
10:13Aynı zamanda sahnedeki sanatçı seyirciyi de seyreder.
10:16Mesela kapalı yerlerde kendi aramızda da konuştuğumuz çok olmuştur.
10:20Mesela perşembe günleri seyirciler genellikle gri giyinirler.
10:24Gri tonları vardır üstlerinde.
10:26Biz onları seyrederiz dans ederken ya da sahne üzerinde.
10:29Cumartesi günleri renklenmeye başlar seyirci.
10:32Alkışlar, tempolar, tepkiler daha erken gelmeye başlar.
10:36Bizler seyirciyi seyreden sanatçılar olarak bu sefer özellikle antik tiyatrolarda
10:41adeta bir duvar gibi yüksekliğinde binlerce seyircimizin önünde dans etmek duygusuyla çıktığımız zaman
10:50işte o hani belki de içimizde artık rutine dönmüş olan seyirciyle buluşma duygusu
10:57tekrar canlanır ve pekişir ve tekrar tazelenir ki bizim için bu tiyatrolar son derece önemli ve kıymetlidir.
11:06Ben Türkiye'de dans ettiğim gibi birçok sanatçı arkadaşım gibi uluslararası arenalarda,
11:12Roma'da bir takım yerlerde, İtalya'da arenalarda da dans ettik.
11:16Aynı duygu tabii ki Türkiye'de olduğu gibi oralarda da var.
11:20Bodrum Kalesi Kuzey Hendeğin'de bu sene 22.sü düzenlenen Bodrum Uluslararası Bale Festivali'ni düzenleyeceksiniz.
11:26Biraz da onu konuşalım. Neler bekliyor? Bodrum'da ne izleyeceğiz?
11:29Bodrum'da da özellikle işler yapmaya çalıştık.
11:32Bodrum Bale Festivali'nin birincisinde Dostum Akdeniz Mehmet Balkan'ın eseriyle ilk sahnede dans eden sanatçı olarak da konuşuyorum aynı zamanda.
11:41O yüzden Bodrum benim için de çok kıymetli, çok değerli.
11:45Bodrum 1'i ve 2'sinde Kuğugölü'yle başlayacak Ağustos'ta.
11:49Hemen ardından 5'inde ve 6'sında Uyuyan Güzel olacak.
11:53Konuk topluluğumuz olacak. Burada Moskova Klasik Bale Tiyatrosu geliyor.
11:56Ayın 10'unda Romeo Juliet'le devam edecek. 9'u ve 10'unda.
12:0113 ve 14'ünde Minkus'un çok önemli eserlerinden Don Quixote Balesi sahnede olmuş olacak.
12:07Astor Piazzola'nın Ankara Devlet Opera Balesi'yle birlikte organize ettiğimiz çok kıymetli sanatçılarımızla,
12:13burada yerleşik temsilde seyircimizle buluşturduğumuz 17 ve 18 Ağustos'ta Tango Passion'dan sonra.
12:19Samsun Devlet Opera Balesi 21 ve 22'sinde Gagliardo'nun kanlı düğünü ile devam edecek.
12:26Ve en son elektronika ile, modern naz topluluğumuz ile bitirmiş olacağız.
12:31Dikkat ederseniz hep ikişerli gün veriyorum.
12:34Genel müdürlüğe geldiğimden bu zamana aldığımız bir karar da bu.
12:37Lojistik artık ve bir takım masrafları da göz önüne alarak aslında sanatçılığın hemen oraya git,
12:43eseri koy ve geri dön yapısından öte,
12:47diğiz zaman aynı anda iki prodüksiyonda da sahne alsın isteği oluştu.
12:52Programımızı ve takvimimizi ona göre ayarlamaya çalıştık.
12:54Ancak buradaki tabii bam noktası programın çok önceden planlanmış olması
12:59ve satışa çok erken çıkılmış olması.
13:01Adeta Mart ayında bütün festivallerimizi satışa çıkmıştık ki,
13:05işte bu tarihi rekor başarısı da doğru bir planlama ve erken satış pazarlama tekniğiyle
13:12yerli yerine bulmuş oluyor diyebilirim.
13:13Burada şimdi birazdan Aspen Dost'la konuşacağız ama küçük bir soru sormak istiyorum.
13:17Her şehirde yapılan festivalin ortak bir sanatsal vizyonu mu var
13:22yoksa hepsinin ayrı ayrı bir ruhu mu var?
13:24Tabii şimdi Türkiye'ye haritasını açtığımız zaman kabaca ayırabiliyorsunuz.
13:29Burası batı, burası doğu, burası kuzey, burası güney.
13:31Ancak çok gezen çok bilir, bütün gezenler de hep aynı şeyi söyler.
13:36Yan yana duran iki şehir arasında da farklılıklar çok olabilir.
13:39Yani bir Gaziantep'le kilisin arasındaki farklılık gibi,
13:42Trabzon'la Rize'nin arasındaki farklılık gibi, doku, yapı, sosyal psikoloji.
13:47Oralara biz özellikle 1. Anadolu Opera Bale Festivali ile Şırnak'tan başlayan bir proje başlattık.
13:53Bu proje sadece her gittiğimiz ile 4-5 temsil vermiyor,
13:56aynı zamanda da yetenek taramaları güzel sanatlara giderek yapıyor.
13:59Oralarda koyulmuş her eser aslında birbirinden önem arz ediyor
14:04ve dokuya göre aslında organize etmekte her zaman fayda oluyor.
14:07Şunu söylemiyorum, hep aynı eserler gitmemeli elbette ki.
14:11Ama eserler belirli bir sıralamada, belirli bir uygunlukta, o yapıya uygunlukta eğer gittiğinde,
14:19seyircinin oraya gelip bunu kabul etmesi, bu eseri daha çok içselleştirilmesi ve benimsemesi daha kolay olabiliyor.
14:25O yüzden belki ikincisinde ve üçüncüsünde o farklılıkları sağlayarak,
14:30belki ileride büyük eserler dediğimiz Wagner gibi,
14:33işte belki Prokofiev, Romeo Yücelet gibi eserleri de gitmek mümkün olabilir.
14:37Şunu demek istemiyorum, gidildiği zaman hiç kimse bir şey anlamaz, bunu beğenmez demek istemiyorum.
14:42Ancak daha fazla içselleştirebileceği eserlerle varlık göstermemiz,
14:46bizim onlarla olan pozisyonumuzu, köprümüzü daha da geliştiriyor.
14:51Bir örnek vermek gerekirse, bir Bayburt Bayburt Oğlan'ı böyle zulüm görmedi diye bir laf çıkmıştı ortaya.
14:55Yani şimdi Bayburt, Bayburt Oğlan'ı böyle güzellik görmedi dedirtebilir miyiz dediğimiz,
15:00ikinci Anadolu Opera Bale Festivalimizin ilk ayağını özellikle Bayburt'a, ikinci ayağını da Çemişkeze'ye aldık.
15:07Yani haritada baktığımız zaman hemen hemen her zaman kolayca bulunamayacak,
15:11turistik olmayan illere de önemser hale geldik.
15:14Çünkü oraları zaten sürkülasyon açısından, insan süre turizm sürkülasyon açısından da eksik kalmış,
15:20yeterli kalmamış gibi de değerlendirilebilir.
15:22O yüzden bizler Devlet Opera Balesi olarak görevimiz,
15:26halkın beğeneceği, beğenisine sunacağı bir yapıya evirmektir konuyu.
15:32Çünkü Devlet Opera Balesi'nin kuruluş amaçlarından bir tanesi,
15:34operayı, baleyi ve çok sesli müziği halka ulaştırabilmek ve bu hizmeti onların ayağına götürüp
15:40o beğeniyi ve takdiri ve tanıtımı sağlayabilmektir.
15:45Kuruluş maddelerimizden en önemlilerinden bir tanesi de bu.
15:48Bodrum'dan da Antalya'ya geçiyorsunuz, Aspendos'u geçiyorsunuz.
15:52Yine tarihi bir yerde, yine eminim güzel işler izleyeceğimiz bir yerde.
15:55Biraz da onun programından bahsedelim.
15:57Sonrasında sezon var tabii. Sezonu sezon geldiğinde umarım tekrar konuşuruz.
16:01Tabii gayet tabii. Bizim gelecek yılki programlamamız da hemen hemen hazır.
16:04Onu da söyleyeyim. Çünkü iki yıllık program yapılmazsa,
16:07dünya takviminin arkasında kalınmış oluyor.
16:09Bu sefer uluslararası iletişim hattında zafiyetler doğabiliyor.
16:13Aspendos bizim en köklü festivalimiz.
16:1532.si düzenlenecek bu sene.
16:17Orada da tabii Eylül ayında ta Mart ayından itibaren satışa çıkardığımız bir temsil silsilemiz olacak.
16:2414 Eylül'de başlıyor Aspendos Opera Bale Festivalimiz ve 1 Ekim'de nihayete eriyor.
16:3014 Eylül'de Trondot'la başlıyoruz.
16:32Yani büyük bir eserle başlıyoruz ki Aspendos'la yakışır.
16:35Eser geçen yıl Ayda'yı götürmüştük.
16:37Bu sene Trondot'la başlıyoruz.
16:38Biraz önce bahsettiğim zorba orada da büyük ihtimalle en az 7-8 defa bis alacak ve
16:44kesinlikle sanatçıların içeriye girip makyajların silmesine izin vermeyen bir seyirci kitlesiyle karşı karşıya kalacağız.
16:5120 Eylül'de Kuğölü olacak.
16:52Bu Kuğölü'nde ben full çekeceğini ve %100 doluğun oranıyla oynayacağından hiçbir kuşkum yok ki.
16:58Şu andaki bilet satışlarımız da onu gösteriyor.
17:0024 Eylül'de Minkus'un Don Quixote Balesi geliyor.
17:0327 Eylül'de Puccini'nin çok önemli eserlerinden aslında çok değişik versiyonlarında çeşitli imkanlarla,
17:10çeşitli illerimizde hep sahnelediğimiz ve repertuarımızda her an hazır bulundurduğumuz Tosca olacak 27 Eylül'de.
17:17Ve 1 Ekim'de artık final La Traviata'yla konuk topluluğumuz Alişir Nevai adına devlet akademik Bolşoy Opera ve Bale Tiyatrosu gelecek Özbekistan'dan.
17:27Onlar da çok kalburüstü işler çıkarmışlar.
17:29Özellikle Türk Cumhuriyetleri'nin yani özellikle Türk Devletleri Opera ve Bale Birliği'ni tekrar aktive ederek,
17:34işte Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan'da özel anlaşmalar yaparak hem onların festivallerimize davetini mümkün kılıyoruz,
17:42hem de kendi reisörlerimizin ve koreograflarımızın oralarda eserlerinin repertuarlarına alınmalarını ve o bölgenin seyircisiyle buluşmasını da sağlamaya çalışıyoruz.
17:52Avrupa'nın özellikle kuttuğu bir şey vardır. Klasik müzik dinleyicisi yaşlanıyor, opera, balet izleyicisi yaşlanıyor gibi bazı araştırmalar yapıyorlar.
18:00Bizim Türkiye'de bunun böyle olmadığını ben gözlemliyorum.
18:04Siz festivalin genç izleyicilere ulaşması için özel bir strateji gidiyor musunuz?
18:08Örneğin konservatuar öğrencileri için ya da gençler için daha indirimli biletler ya da konservatuarda bale, opera bölümünde olanlar için ücretsiz koltuk gibi. Böyle şeyleriniz var mı?
18:19Bu bahsettiğiniz konuda yani gençler ve çocuklar üzerinde biz özel bir keyiz oluşturduk aslında.
18:24Tabii çok dosya dosya yükü fakat özetlemem gerekirse bu tamamen festivallerimiz üzerinde konuşacak olursak,
18:31bazı festivallerimiz özellikle çocuk eserleri de işte Şekeronya var mesela burada.
18:35İstanbul Opera Bale Festivalimizde bale masalları, balenin tanıtımı var.
18:39Yani mutlaka gençlerimizi ve çocuklarımızı da ağırladığımız eserler içine mutlaka tanımlamaya çalışıyoruz ama
18:45bu tek başına yeterli olmaz çünkü belirli bir kitle gelecektir, 3-4 bin kişi seyredecektir.
18:50Ama Türkiye çok geniş bir ülke, çok büyük bir ülke.
18:53O yüzden altı ilimizde opera turları düzenliyoruz.
18:55Özellikle devlet okullarındaki çocuklarımıza sanatçılarımız ve teknik ekibimizin bu hazırlıklarını gösterdiğimiz bir projelendirme yapıyoruz.
19:03Yaklaşık 40-50 kadar çocuğu aynı anda alıp beyaz kasklar takarak,
19:07operalarımızı da gezdirerek aynı zamanda emeği de, verilen emeği ve ortaya çıkan sonucu da göstermeye çalışıyoruz.
19:15İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde Fındık Kıran sezon eserimizden bir tanesini sadece çocuklara tahsis ettik.
19:21Yani aileleri girmedi içeriye.
19:23Özellikle hayatında hiç bali seyretmemiş çocukları seçtik ve onlardan özel yorumlar istedik.
19:28Yani onların çünkü yorumları çok pür olacaktı.
19:31Belki bize de bir öğreti olacaktı.
19:33Çok etkilendiklerini gördük.
19:34Yani hiç deniz görmemiş bir çocuğun ilk kez deniz görmesi gibi bir duygu oluştu orada.
19:39Operamızda aynı zamanda Genç Koregraflar Gecesi düzenler hale geldik.
19:43Genç Koregrafların dışında Beste Yarışması düzenler hale geldik.
19:47Şimdi önümüzdeki yılda belki bir reji yarışması organize ederek İzmir, Antalya ve Ankara ilim müdürlüklerimiz arasında bir üçgen kurduk.
19:55İzmir Opera Balemizi bir kuluçka merkezi haline dönüşerek bütün yaratıcılıkları oradan çıkararak,
19:59Antalya ve Ankara'ya aktararak bu üçgeni tamamlıyoruz.
20:03Dolayısıyla genç koreograflarımızın, genç rejistör adaylarımızın önünü, en azından kapısını bir nevi aralamaya çalışıyoruz.
20:10Yani genel bir olarak bizim görevimiz zaten bütün sanatçılarımızın önündeki engellerin bir bir kaldırılma çabasıdır.
20:16Gençlerimiz için de bu böyle.
20:18Bir istekli, yaratıcı tarafa kendisini aktaracak bir arkadaşımızın önünü mutlaka idari taraf mümkün olduğu kadar açmak durumundadır.
20:26Ve nitekim bunu yapmak için de bu tip projeleri örgütlemeye çalışıyoruz.
20:30Benim bireysel ilişkilerim çok kuvvetlidir çocuklarla ve gençlerle.
20:33Dolayısıyla onunla da bir bağlantı kurulduğu için özellikle son dönemlerde sahnelerimizde, seyircilerimizin arasında ciddi anlamda genç sayısının çok arttığını fark ediyorum.
20:44Tabii bu da bize çok mutluluk veriyor. Çünkü dünyada belirli bir seviyede konuştuğum meslektaşlarıma göre bilet satışlarında zorluk çekerken bizde neredeyse üç misline dönüşür hale geldi.
20:56Bu da bunu becerebilen, bu kas kuvvetine sahip olan tek ülke olmaktan da tabii şu anda belki de dünyada son derece mutluluk duyuyorum.
21:03Çünkü elimize stratejik bilgiler geliyor. O bilgiler doğrusunda da ben sizlerle bunu paylaşmak isterim.
21:09Biraz önce operadan, baleden bahsettik ama bir de devlet opera balesine bağlı MDT var.
21:14Bunu da şunu sormak istiyorum. Bu festivallerde ya da sezonda il müdürlüklerinde klasik ve çağdaş eserler arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz?
21:22Ankara'da kurulan MDT topluluğumuz Ankara ve İstanbul, MDT İstanbul çok özellikle işlere imza attılar bugüne kadar.
21:31İşte B.A. Murphy ile yapılan Afife, Güldestan gibi eserler hala aslında ilgisi olan ve takip eden seyirciler tarafından hep hafızalarda olsa gerek.
21:39Bizler librettosu olan bir takım eserlerin tekrar aktive edilmesi konusunda özellikle bir alan tanımlamaya çalışıyoruz bu topluluklarımıza.
21:49Çünkü onların ulaşma kapasitesi genç seyircilere çok daha fazla klasik eserlerle mukayese edildiği zaman daha kolay ulaşılabiliyor.
21:56Benim gördüğüm kadarıyla hatta MDT İstanbul'da Macaristan'a bir turneye gitmiştik birlikte.
22:02Orada öylesine bir komün çalışma ve yaşam alanı oluşturmuş ki sanatçı arkadaşlarım.
22:08Macar televizyonuna seslenişlerinde o entelektüel birikimleriyle birlikte, o donanımlarıyla birlikte aktardıkları her cümleye dinlemeye şahit olmaktan da son derece mutluluk duyduğumu söyleyebilirim.
22:21Biraz MDT kendi içinde kendi yolunun da aslında kendisi çizmesi gereken, daha özgür ruhla bakılacak olan bir sanat topluluğu olduğunu düşünüyorum.
22:29O yüzden onlardan gelecek olan hikayeleri alternatifleriyle rica ediyoruz ve bu alternatifler arasından ilerlemeyi tercih ediyoruz.
22:37Hem İstanbul için hem Ankara için diyebilirim.
22:40Ben çok teşekkür ederim. Ağzınıza sağlık. Umarım yeni sezonda tekrar görüşürüz.
22:44Ben teşekkür ederim. Seyircilerimizle mutlaka operalarımıza bekliyorum.
22:47Mutlaka bir tanesinden bir tanesinin de benimle de karşılaşmış olabilirler.
22:52Yorumlarını her zaman merak edeceğim. Çok teşekkür ediyorum.
22:59İzlediğiniz için teşekkür ederim.

Önerilen