Oynatıcıya atlaAna içeriğe atlaAltbilgiye atla
  • dün
Birbirinden değerli edebi eserleri kaleme alan usta ellerin hikayesi “Yaşadığımız Günler” ile Ülke TV ekranlarına taşınıyor. Yaşadığımız Günler, pek çok esere imza atmış yazarları, şairleri, edebiyatçıları, ilahiyatçıları, düşünce insanlarını konuk ediyor ve hayat hikayelerini bizzat kendilerinden dinliyor.

Bambaşka dünyalara kapı açan edebi eserlerin yazarlarının hisleri, düşünceleri, bilinmeyen yönleri ve karşılaştıkları zorlukları bizzat kendilerinden öğrenen Yaşadığımız Günler, izleyenlerini merak dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Okuyucusuna hayaller kurduran, kimi zaman güldüren kimi zaman ağlatan kimi zaman da eşsiz duygular yaşatan bu eserlerin yazarlarının hayalleri neydi peki? Onların hayat serüveni romanlardaki gibi mutlu sonla mı bitiyordu yoksa hüzünlü bir son mu?
Döküm
00:00MÜZİK
00:30MÜZİK
01:00MÜZİK
01:1667 ve İzmir'e başlayışım.
01:1971'de mezun oldum.
01:21Askere gittik Erzurum'a.
01:23Ondan sonra Haseke açıldı.
06:11Neyse elhamdülillah onu takdirnameyle komutanın şeyine rağmen yani bizim çok şeyimiz ortada olmamakla beraber ortak noktamız askerlik hariç de zihniyet olarak ama bizi yine takdirnameyle yollamak durumunda oldu.
06:29Sonra neyse tamamladık elhamdülillah temin olarak terhis olduk. Tabi o askerliğin ayrı bir şeysi var havası var yani çok soğuk biliyorsunuz Erzurum acayip böyle gece yürüyüşleri olurdu.
06:45Burnumuz buz tutardı. Kardan böyle şeyler gazinolar şeyler yapardık filan ama o suğa rağmen içimizde titreme olmazdı rutubet olmadığı için.
06:57Mesela İzmir'de şeyde efendim sıfır derece olsa titriyorsun ama orada otuz derecede burnumuz buz tutuyordu ama çok fazla titreme olmuyordu.
07:15Erzurum'da Abdurrahman Gazi'yi ziyaret etmeyen bir daha gelirmiş derler.
07:42Bilirsiniz siz orada okudunuz. Ya dibimizde oraya ziyaret etmemiştik. Otuz sene sonra bir daha ziyaret etme şeyi oldu.
07:52O zaman bu kayak tesisleri filan yoktu şeyde. Erzurum'da o tabakhane suyu meşhurdur efendim. O tarihi cami var ya.
08:12Müzik
08:22Müzik
08:24İzlediğiniz için teşekkürler.
08:54Onlarla mülaki olduk.
09:24Askerdeyken öyle bir temas mümkün olmuyordu pek.
09:34Ama böyle pazar günleri falan hocalarla falan görüştüğümüz olurdu.
09:39Biz o şeyde Burhanettin Kayhan'la, Milletürk Trabbi'yle beraberdik.
09:44İşte o beraber orta evinde de kaldık.
09:47Orada arkadaşlarımız oldu falan.
09:48Yani güzel hatıralarımız oldu Erzurum'da.
10:18Bir hacca gitmiştim şeyde daha askerlikten önce.
10:27Hacca 70 yılında gitmiştim.
10:30Ben Türkiye'nin en genç hacılarındandım.
10:32Allah Allah sen de mi haccısın falan.
10:34Hep ihtiyarlar giderdi o zaman.
10:36Şimdi orada o Mekke şartları falan bugünkü gibi çok organize değildi şey.
10:41Şimdi ben orada Mekke'de Kabe'ye çok yakın bir şeyde otelde Ali Yakup Cenkçiler hocamı tanıma fırsatı oldu.
10:51Bak çok ilginçtir.
10:53Efendim, hani Ethem hocam çömlekçi de beni bir yönlendirdi, önümü açtı.
10:58Bu Haseki işi de Ali Yakup hoca vesiledir.
11:01Şimdi orada hizmet ettim ben onlara.
11:04Ali Yakup hoca hanımı da vardı.
11:07Bir de şey vardı Fuat Çamdebi hoca vardı.
11:11Beşiktaş müftüsü o da tarihi bir zattı.
11:13Onun da hanımı vardı.
11:15Şimdi onlara hizmet ettim.
11:17Orada tanıştık.
11:18Hatta şöyle bir şey de söyleyeyim.
11:20Bak Mekke'de o zaman o haç münasebetiyle
11:23Ali Ulvi abi, Ali Ulvi korucu o zaman kütüphane Mescid-i Nebi'nin içindeydi.
11:30Onun müdürüydü.
11:32Ali Ulvi abi.
11:33Şimdi orada tanıştık.
11:35Orada bir şey vardı.
11:36Şeyh Şamil'in torunu Said Şamil.
11:40Onu ziyaret ettik.
11:41Bak bu ilginç bir zattı o.
11:43Çok diplomat bir zattı.
11:45Falan çok orada da güzel hatıralar oldu.
11:47Şimdi o şeyde Ali Yakup hoca efendi,
11:50efendim o şey Çamdebi Fuat hoca efendi,
11:54bir de Sami efendi hazretleri.
11:56Ben orada efendim ilk defa hoca efendiyle
11:59efendim tanıştım.
12:02Bu mübarek bir zat.
12:04Böyle yani 40 kilo civarında böyle
12:07böyle dünyevi çizgilerden uzak.
12:09pirifhani.
12:40Ben hacca gittiğim sene, 70'te, hanım bizim oğlumuz Ahmet Vefa'ya hamileydi.
12:48Şimdi tabii ocak, kış mevsimiydi.
12:52Şimdi efendim bu Fuat Hoca'nın hanımı Fuat Efendi'ye Ebul Vefa diyordu.
13:01Yani Vefa diye bir oğlu varmış, Vefa'nın babası.
13:05Yani Ebul Vefa.
13:07Ama hoşuma gitti ya dedim ki ben de dedim hatun doğum yapınca dedim oğlanın adını Vefa koyayım.
13:16Da oradan hatıradır o.
13:18Dedim ki hatun bana benden sonra Ebul Vefa diyeceksin.
13:21Ama o fazla demedi de Hoca Efendi diyor.
13:24Neyse ayrı bir şey.
13:26Bir hatıradır.
13:28Benim hayatımın güzel hatıralarından birisi de şeydir.
13:32Tavaf sırasında Sami Efendi Hazretlerinden rica ettim.
13:37Efendim dedim bana bir dua eder misiniz?
13:40Hoca Efendi, Sami Efendi Hazretleri durdu.
13:43Kabe'de dua etti.
13:45Özel duasını aldık elhamdülillah.
13:47Onun bereketi demek ki bak kaç sene sonra Altınoluk Mecmuası'nda yazı yazmak nasip oldu.
13:5623 senedir yazıyorum hala.
13:59O bir bereket demek ki.
14:01Bu Hüzayi Vakfı falan o bereketli bir cemaattir.
14:05Nezih bir ailedir.
14:07Siz bilirsiniz Ramazanoğlu Sami Efendi Hazretleri.
14:11Onu şey yaptık.
14:13Dönüşte de yine aynı uçakla geldik.
14:17Askerlikten sonra
14:46Turgutlu'da bir sene kaldım.
14:50Haseki'nin açıldığını duyduk.
14:52Şimdi Ali Yakup Hoca da duymuş.
14:54Tanıştık ya Haç'tan.
14:55Sonra bana mektup yazdı.
14:57O azizim derdi.
14:59Ali Yakup Hoca.
15:00Öyle hitapları hep azizim.
15:02O kendisi Arnavut'tu.
15:04Uzun hikaye.
15:05Ezher'de kalmış.
15:06Kayre'de.
15:07Ondan sonra orada sefaretli.
15:09Ankara'da sefarette çalışmış.
15:11Orada 3 bin lira maaşı bırakmış.
15:14Burada 300 lira şeyle
15:16Efendim
15:16Gelmiş filan.
15:20Bu
15:20Şeyde
15:22Çalışmış.
15:24Efendim neyse.
15:25Sonra
15:25Emir Buhari Camii'de 17 sene
15:28Fahiri İhya dersleri okuttu.
15:31Şimdi bana mektup
15:32Azizim dedi.
15:32Haseki açıldı.
15:33Küturgutlu oraları küçük yerler.
15:36Buralarda dedi.
15:37Senin gelmen lazım.
15:39Ben de o mektubu alınca
15:40İmtihanlarını öğrendik.
15:42Ankara'ya Haseki imtihanına girdik.
15:45O zaman tabi ilk olduğu için
15:47Bir birikim de varmış demek ki.
15:49O il müftüler şunlar bunlar.
15:51O zaman bir şey olmak için değil.
15:53Sırf ilim için geliniyordu Haseki'ye.
15:55İl müftüsü bile geliyordu.
15:57Daha ondan sonra olacağı bir şey yok.
15:59Şeyin
15:59Ünvan olarak.
16:01Efendim
16:01Şimdi
16:02700 kişi müracaat olmuş Haseki'ye.
16:06Biz işte orada
16:07Seçildik.
16:08Yüksek Din Kurulu
16:09Uzmanlar
16:10Osman Keskeoğlu
16:11Vesaire
16:12Şeyler
16:12Hamdi Kasaboğlu
16:13Falan
16:14Onlar bizi imtihan etti.
16:16700 kişiden 70 kişi
16:18Seçildik.
16:19Buraya geldik.
16:20Başladık.
16:27Vakıflar Genel Müdürü
16:53Osman Çataklı
16:54Benim İstanbul'da da
16:55İlk kiracısı oldum onun.
16:57O vesiyeyle
16:58Muhammed Zahid Hoca Efendi
17:00Zahid Kotku Hoca Efendi'nin de
17:02Delaletiyle
17:03Orası Diyanet'e geçti.
17:05Orada başladı eğitim.
17:07Ve ilk dersi de
17:08Beni bu şeye özendiren
17:10Ali Yakup Hoca
17:12İlk dersi verdi.
17:13Açılış dersini.
17:52Orada kural
17:53Maksat şuydu
17:54Haçekçinin
17:55Açılış sebebi
17:56Hani ilahiyat mezunları
17:58Falan çok dersler olduğu için
18:00Temel kaynaklara inmekte
18:02Arapça konusunda
18:03Biraz sıkıntı vardı.
18:05Bir de tabi
18:05Bir lisanda
18:06Biliyorsunuz
18:07Üç şey önemlidir.
18:08Bir lisanda
18:09Bir
18:09Okuduğunu anlamak
18:11İkincisi
18:12Konuşmak
18:13Üçüncüsü
18:14Yazmak
18:14O dinle
18:15En zoru
18:16Yazmaktır
18:17Çünkü
18:17Yazmak
18:17Hata kabul etmez
18:19Ama
18:19Konuşmak
18:20Deyince
18:20Kapalı çarşıda
18:21Turist rehberi de
18:22Konuşur ama
18:23İlbi anlamda
18:25Bir konferans
18:25Verecek tarzda
18:26Şimdi
18:27Bu maksatla
18:28Kaynaklara
18:29İnsin
18:30Ve
18:30Meramını
18:32Rahat anlatabilecek
18:33Eleman
18:33Yetişsin
18:34Diye
18:34Kuruldu
18:35Allah rahmet eylesin
18:36Tayyar Bey'in
18:37Burada çok büyük
18:38Emeği vardır.
18:40Hatta
18:40Açılışında
18:41Bir de
18:42Onun iki bölümü
18:43Vardı.
18:44Bir Kur'an-ı Kerim
18:45Aşere Takrib
18:46Tayyip'e bölümü
18:47Bir de
18:48Esas İhtisas
18:49Dini İlimler
18:50Şey bölümü
18:51Vardı.
18:52Şimdi
18:52Tayyar Hoca Efendi
18:53Abdurrahman Hoca Efendi'yle
18:56Aşık Kutlu
18:57Hoca Efendi'yi
18:58Bizzat
18:58Ziyaret
18:59Ederek
18:59İkna
19:00Ederek
19:00Buraya
19:00Derse
19:01Hoca
19:02Olarak
19:02Getirtti
19:03Onları
19:03Getirdi
19:04Ali Yakup
19:05Hoca'ya da
19:06Böyle
19:07Gide
19:08Gele
19:08Falan
19:09Ali Yakup
19:09Hoca'yı da
19:10Buraya
19:10İşte
19:10Hoca
19:11Olarak
19:11Bir de
19:12Bizim
19:12Muhammed Savaş
19:13Hoca
19:13Şam'da
19:14Onu
19:14Dinlemiş
19:15Şam'da
19:15Orada
19:16Hem
19:16Okudu
19:17Hem
19:17Talebe
19:18Okuttu
19:19Dikkatini
19:20Çekmiş
19:20Hoca
19:21Çok
19:2117
19:21Sene
19:22Kalmış
19:22Fasih
19:23Arapça
19:23Konuşur
19:24Ondan
19:25Sonra
19:26Bolvadin
19:26İmam
19:26Hatip
19:27Müdürüyken
19:27Şey
19:28Onu da
19:29İkna
19:29Ederek
19:30Buraya
19:30Getirtti
19:31Şey
19:31Tayyar
19:32Bey
19:33Ondan
19:34Sonra
19:34Halil
19:34Günenç
19:35Hoca
19:35Efendi
19:35Urfa
19:36Müftüsü
19:36Zaten
19:37Arap
19:38Asıllı
19:38Olduğu
19:38İçin
19:39Arapça
19:40O zaman
19:40Haseki'nin
19:41İlk
19:41Şeyi
19:42De
19:42Şuydu
19:42Temel
19:43Dersler
19:44Arapça
19:45Anlatılacak
19:45İmtihanlar
19:46Arapça
19:47Hatta
19:47Şeylerde
19:48Türkçe
19:49Konuşmak
19:49Bile
19:50Hani
19:50Arapça
19:51Gelişsin
19:51Diye
19:52Şeydi
19:53Mecbur
19:54Gibiydi
19:54Arapça
19:55Konuşmazsan
19:565 lira
19:57Ne
19:57Bir
19:57Ceza
19:57Yeter
19:59Ki
19:59Yetişsin
19:59Dersler
20:29Turgutlu'dan buraya geldiğim zaman böyle biz büyük Arapça kalın kitaplardan korkardık açma.
20:36Çünkü şeyimiz zayıftı biraz.
20:38Şimdi burada tabii o şey gelişti, altyapı.
20:42Şimdi kaynaklara rahat ulaşabilme, onu okuyabilme, tanıma bu imkan oluştu.
20:49İşte Arapça şey gelişti.
20:51Tefsir hadis, fıkıh ağırlıklı başladık.
20:54Efendim tefsirden nesefi tefsiri, efendim fıkıhtan hidaye, ondan sonra Ebu Davud hadisten de bunlarla başladık.
21:04İşte Arapça'da, Katrün'de de vesaire.
21:07Orada biz 76'da başladık.
21:10Üç ayda bir imtihan olur.
21:12Çok sıkıydı yani bir ki ilahiyata bedel.
21:15Gece gündüz çalışılır, üç ayda o imtihanı kazanamayan geri gönderilirdi.
21:20Millet geri gitmemek için de gece gündüz evlerde falan çalışırdık müzakereler.
21:27Sonra baya bir şeyler oldu.
21:29Bak 70 kişiden 49 kişi mezun olduk şeyde.
21:33Baya eğlenenler oldu falan.
21:35Şimdi orada tabii burada biz o dersler Arapça, imtihanlar da Arapçaydı.
21:44Baya bir şey oldu.
21:45Dışarıdan hoca efendiler, mesela Hamidullah Hoca bilmem bir sürü dışarıdan hocalar, konferanslar falan bir gelişme oldu doğrusu.
21:54O arada tabii uzun hikayeler bir umremiz oldu.
21:58Haseki'den öyle o da bir şey.
22:00Orada Ali Ülva abiler vesaire.
22:02Emin Saraç Hoca falan da bizim ilk hocalarımızdı.
22:04Ahmet Muhtar, Büyükçinar bunlar büyük hocalarımızdı.
22:09Savaş Hoca Efendi, Halil Hoca Efendi.
22:11Tabii seçim oldu sonunda buraya asistan kendi elemanını kendi bünyesinden yetiştirmek lazım.
22:19Şimdi o zaman biz dört kişi asistan olarak, yani yardımcı hoca olarak seçildik.
22:26Tefsirden iki kişi, ben Yahya Halkın ve ben tefsir asistan olarak kaldık.
22:33Efendim, bizim işte İbrahim Küçük ile Mustafa Özcan arkadaşımız da fıkıh bölümüne şey yapıldı.
22:40Biz de bir de ortak olarak ayrıca Ebu Davut tamamlanmamıştı, onu tamamladık.
22:47Ayrıca husul dersler okuduk.
22:49İşte İbni Akil vesaire ayrıca bir hazırlık dönemimiz oldu.
22:53Sonra de derslere girmeye başladık şeye, biz de okutmaya da başladık.
23:00İzlediğiniz için teşekkür ederim.
23:30Rahat imamlık yapabilecek, Kur'an kursu hocası yapabilecek kıvama gelmesi için yoğun bir eğitim.
23:45Bunu başaranlar tayinleri resmen oluyor.
23:48Böyle bir hazırlık dönemi bu da önemli.
23:50Bu da yine Hasekiler'de de ihtisas, yüksek ihtisas olarak devam ediyor.
23:55Bu Diyanet Akademisi'ne bağlı olarak şimdi bu devam ediyor.
24:00Yani orada elhamdülillah bugün pek çok ilahiyatlarda hocalık yapan arkadaşlarımız filan oradan şeydir.
24:06Bir kısmı oradan geçiş yaptılar.
24:09Hasekiler böyle bir şey oldu.
24:11Bizim, benim hayatımda ve Diyanet hayatında bir yenilenme oldu doğrusu.
24:17İzlediğiniz için teşekkür ederim.
24:47Eksik olan, yani kürsüye rahat donanımlı çıkabilecek, toplumun problemlerini, fetvaları vesaire rahat cevap verebilecek bir eleman kadrosu, bir şey yetiştirmek için, bir kadro yetiştirmek için kuruldu.
25:03Bu iki buçuk seneydi, sonra üç sene filan oldu.
25:08Efendim ilk mezunlarını işte biz 78'de şey oldu.
25:13Efendim arkadaşlar işte görevlendirildi, il müftüsü oldu vesaire oldu.
25:17Diyanet merkezinde.
25:19Hatta o zaman oradan ayrılıp ilahiyatlara geçen arkadaşlarımız oldu.
25:25Doktora filan yaptılar.
25:28Yani Diyanetin gerçekten, hani bir bakıma kurmay kadrosu diyebiliriz.
25:33Yani bunlar yüksek din kurulunun, şimdi çoğunlukla Haseki mezunları teşkil etti.
25:40Yurt dışlarında, işte müşavirlikler vesaire, müftülüklerde şey kadro oluştu bu şeyde.
25:48Hala da bak o zaman burada başladı.
25:51Sonra Konya'da açıldı.
25:53Şimdi efendim şey baya 12 civarında mı bilmiyorum.
25:57Yüksek ihtisas eğitim merkezi oldu.
26:00Sonra yüksek ihtisas oldu.
26:02Ayrıca Diyanet'in tabii bu kısa devreli eğitim merkezleri filan var.
26:06Şimdi de Diyanet Akademisi diye bir akademi kuruldu.
26:11Yani şimdi bu şeyler, bu da önemli bir şeydir Diyanet tarihinde.
26:15Müftü fetva veren demek, daha ziyade hani kadılık, hakimlikte yaptırım vardır.
26:22Burada danışma şeyindedir.
26:24Müftüler dini meselesini soracak, yanlış yapılmasın diye kurulmuş bir şeydir.
26:30Şimdi bir de bu müftülükler bünyesinde irşad heyetleri var.
26:34Dini irşad heyetleri var.
26:37Bir de fetva nöbetleri filan, vaizlerden müteşekkil.
26:42Gelen sorulara cevap veriliyor ama daha ziyade bu fetva şimdi Diyanet İşleri Yüksek Din Kurulu var ya,
26:49işte uzmanlar var, gelen soruları hazırlıyorlar.
26:52Din kurulundan işte gözden geçiriliyor.
26:55Alo fetva diye şeyler var.
26:57Ondan sonra bir de Diyanet'in bir de şey birliği olsun diye, herkes her kafadan bir ses olmasın diye Diyanet'in fetvaları da kitap halinde filan çıkıyor.
27:08Daha bir şey birliği de oluşuyor.
27:11Yani bu yayınlar filanlar gerçekten yayın hayatında da bir zenginleşme oldu.
27:16Diyanet'in işte bu tefsirler olsun, mealler olsun, yan yardımcı kitaplar çok büyük bir zenginleşme oldu.
27:26Akademi, Haseki, fakülteler.
27:37Allah selamet versin Tayyar hocamızın çok büyük emeği vardır.
28:03Hem ansiklopedinin kuruluşunda hem 29 Mayıs Üniversitesi'nin açılmasında çok emeği vardır.
28:10Şimdi neden üniversite?
28:12Şimdi tabii siz bir eleman yetiştirirsiniz, fetva verebilecek dini kaynaklar.
28:18Ama bir de uzmanlaşma var ya, ihtisas dediğimiz.
28:22Şimdi tabii üniversitede kariyer yapma şeyi oluyor.
28:25Efendim, dolayısıyla işte doktora yapacak, doçentlik vesaire, yurt dışlarına eleman.
28:32Bir de bu 29 Mayıs'ta şeyi de var, taziyada bu yurt dışına da açık, oradan gelen şeylere bir uluslararası bir şeyi var onun da.
28:43Bir hüviyeti var.
29:14Diyanet Vakfı'nın da çok büyük hizmeti oldu.
29:17Ansiklopedinin çıkmasında efendim birçok şeyler imkan sağladı şeye.
29:22Bu vakıf kurulmadan evvel bayağı bir sıkıntısı vardı Diyanet'in.
29:26Şimdi yurt dışlarında müşavirlikler var, ateşelikler var.
29:30Yani çok eleman.
29:31Bak ben işte beş sene Brüksel'de kaldım.
29:34Büsü o İslam merkezleri.
29:35Yurt dışında da çok büyük şeyi var, Diyanet'in hizmet şeyi var, alanı var.
29:41Onun için yani İmam Hatip Okulları, Kur'an kursları, eğitim merkezleri, fakülteler,
29:47efendim araştırma merkezleri, Diyanetler bizim dini hayatımızı besleyen kaynaklardır.
29:52İzlediğiniz için teşekkür ederim.
30:22Ruhiyet-i Hilal konferansı oldu.
30:32Hani Müslümanlar Ramazan'a başlayamıyorlardı ortak, bayramlar ortak değil.
30:37Böyle bir konferans oldu İstanbul'da.
30:41Hamidullah Hoca falan 36 İslam ülkesinden hoca ve gök ilimleriyle ilgili uzmanlar geldi.
30:48Bir hafta sürdü. Biz orada tercüman olarak çalışmıştık.
30:52Oraya Brüksel İslam merkezinin müdürü Muhammed Alvin'i geldi.
30:58Oraya ihtiyaç varmış bir Türk elemanı, efendim Brüksel'de.
31:03Çünkü Brüksel ayrı bir şey, oraya gelince anlatırız oraya.
31:07Sonra bizi bir müddet oraya arzu ettiler.
31:11O İslam merkezini, o müdür de bizi tanıdığı için.
31:14Sonra Ali Yakup Hoca Efendi'ye de sordum.
31:18Hocam ne yapalım falan dedi.
31:19Azizim dedi, ufkun açılır.
31:22Git oraya dedi.
31:23Bir Ramazan ayında Ramazan görevine gitmiştim.
31:28Belçika Gent şehrine.
31:30Orada da bu İslam merkezinde çalışan bir Mısırlı Sadık Şeref diye bir arkadaş gelmişti.
31:37Hatta ben onun vaazını o zaman tercüme etmiştim cemaate.
31:40Bana dedi ki, ya o dedi bizim İslam merkezi var.
31:44Sen dedi burada kalsan da dedi.
31:46O zaman din dersi öğretmeni.
31:48Bak Belçika'nın bir özelliği var.
31:50İslamiyeti resmi din kabul etmiştir.
31:53Yani Hristiyan ve Yahudilere tanınan imkanlar.
31:56Orada okullarda iki saat din dersi öğretmene maaş veriyorlardı.
32:00Belçika hükümeti.
32:01Bana dedi ki, sen gelsen bizim merkeze bağlı dedi.
32:04Öğretmen olsan burada.
32:06Yok dedim, benim görevim var Türkiye'de.
32:09Nosip bak döndüm.
32:11Bir davet olunca o İslam merkezine katıldım.
32:15Türk temsilci olarak katıldım ben oraya.
32:31Daha önce bu şeyden evvel bir merkez oluşmuş da,
32:51bu bizim Park Senkan Tönerdü 50. Yıl Parkı'nda bir minareli, kuppeli bir yer var.
32:59Bunu Belçikalı bir mühendis şeye gitmiş, Kahire'ye gitmiş.
33:05Efendim, Eser Üniversitesi'nin caminin planına göre orada şark eserleri müzesi yapmış o mühendis.
33:14Aynı cami şeklinde.
33:16Şimdi tabii o zaman müze olarak kullanılmış.
33:19Allah rahmet eylesin, Kral Faysal var ya, bu krallar içinde en namuslu diyelim, mümin, efendim, sadık.
33:31Tabii kimseyi kötülemiyorum da, çok has bir insandı.
33:35Bir şeye geldiği zaman, Brüksel'e geldi o.
33:3867 savaş oldu biliyorsunuz, İsrail, Müslümanlı, Araplarla.
33:42Bir hezimet oldu maalesef 67 savaş.
33:45Çünkü Avrupa ve Amerika şimdi olduğu gibi Yahudileri tuttu.
33:50Ondan sonra özellikle Kral Faysal, Amerika'ya ve Batı'ya karşı bir petrol ambargosu uyguladı.
33:59Şimdi Brüksel'e geldiği zaman, o dönemlerde petrol, benzin sıkıntısında millet bisikletle gidip geliyordu.
34:07Şeyler bile, öyle bir sıkıntı vardı.
34:10Kral Faysal oraya gelince bakmış ki, ya minareli hazır bir yer.
34:15O kralla o zaman demiş ki, burayı demiş, bize İslam merkezi olarak verirseniz siz de petrol ambargosunu kaldırırım.
34:24O şeylerle orası İslam merkezine dönüştü.
34:27Bak Allah'ın lütfu.
34:28Müze olarak açılmış ama o kupla minare asli hüviyetine.
35:10Şimdi ben oraya kalk gittiğimde, efendim, orada şey vardı, kütüphanede esas 5 bin ciltten fazla eser vardı o zaman için.
35:22Orada da çalıştık.
35:24Önden sonra Türklere de ben hizmet ettim.
35:27Cumaları vaaz ederdik.
35:29Rabıta kadrosunda şey yaptık.
35:32Efendim işte maaşımızı rabıtadan alıyorduk.
35:35Bize bir şey vaat ettiler, daha düşük bir şey oldu falan değilse oralara girmeyeyim.
35:41Şimdi biz orada hani Türkiye'den gelen, diyanetten görevli din kültürü öğretmenleri gelirdi.
35:49Belçiv okullarında.
35:51Onların tayini falan, orada okullara tayini bizim merkezden olurdu.
35:56Bir yetkisi vardı oranın, komitesi vardı falan.
35:59Şimdi ama şey daha ziyade Suudi Arabistan ağırlıklıydı ve büyük elçilerin bir şeyi oluşturduğu bir komite, esas üst yönetim oydu.
36:10Tunuslu bir müdürümüz vardı orada Muhammed Alvini diye.
36:14Biz başladık.
36:15İşte orada Mustafa Özcan arkadaş var, Haseke'de asistan seçilen.
36:19Beraber de çalıştık.
36:20Bizim orada Abdülbaki Keskin diye bir din müşaviri vardı.
36:25Allah rahmet eylesin.
36:26İngilizcesi falan rahattı, doktordu.
36:29İşte ondan sonra Rıza Selim Başoğlu geldi falan.
36:32Ben orada beş sene, üç seneliğine gittim.
36:36Ama işte talep edildi.
36:38Kaldık yani.
36:39Ben dönmeyi arzu ediyordum.
36:42Beş sene orada hizmet ettik.
36:44Hem Türklere hem orada şeylere, Araplara bir enstitü kuruldu.
36:50İslam Enstitüsü diye o merkez bünyesinde.
36:54Orada ben Ulumul Kur'an diye Kur'an ilimleri dersini verdim.
37:29Orada esas yakın birinci derecede caliye derler azınlık.
37:33En çok faslılar vardı.
37:35Sonra Türkler vardı.
37:37Çünkü Avrupa'ya biliyorsunuz bizim işçilerimiz 60'lı yılların başında işçi olarak gidince
37:43orada tabii eleman yok, hoca yok, cami yok falan bir boşluk vardı.
37:48Bir yavaş yavaş kademe kademe oluştu.
37:51Hoca gönderilme durumu falan merkezler oluştu.
37:54Şimdi o şekilde bizim camilerde falan baya çok cami oluştu.
38:00Oralarda falan vaaz ediyorduk.
38:02İşte rabıta sebebiyle ve hastasıyla yeni cami yapımında bir de kaynaklar falan temin etmeye çalışıyorduk.
38:09Bir de orada o İslam merkezinde bir cami vardı.
38:13Bin, iki bin kişilik falan böyle bir anımlar da gelir.
38:17Orada cuma namazı toplu kılınır.
38:20Hatta ben o şeyde cuma hutbesi okudum çok.
38:24Öyle vaaz ettiğimiz oldu.
38:26İzlediğiniz için teşekkür ederim.
38:56Ben 8 ay kadar yalnız kaldım orada.
38:59İlk önce hanımlar işte Turgutlu'da bizim çocuklar orada okuyordu.
39:04Ondan sonra şey oldu, efendime söylüp İstanbul'a geldiler onlar.
39:09İmam Hatip'i burada okudu şey, kızlarımız falan.
39:13Sonra ben onları yazları getiriyordum çocukları.
39:17Hanım umumiyetle kalıyordu yanımda.
39:19İşte yazları çocukları getiriyorduk.
39:23Arada senede bir Türkiye'ye gelme imkanımız falan oluyordu.
39:27Bilet bilet temin ediyordu o şey.
39:28Çocuklar ilkokul 3'e gidiyordu.
39:47Oğlum da orta İmam Hatip orta 1'e gidiyordu.
39:51Belçika çıktı.
39:52Oraya da eşim gitti.
39:54Arkasından bir sene sonra gittik ama çocuklar annemin yanında kaldılar.
39:59Eğitimlerin orada yaz tatilinde bizim yanımıza geliyorlardı.
40:03Okular açılınca ben gidiyordum birlikte.
40:05Onları okula hazırlıyorum.
40:07Yılbaşında tekrardan dönüyorduk.
40:095 sene öyle geçti.
40:10Çocuklardan biraz ayrı kalışımız hiç iyi olmadı.
40:14Yani bizim açımızdan da şimdi çok pişmanız ama zamanı geri alamıyoruz.
40:19Kısmet öyleymiş.
40:50Vaiz olarak başladım ya göreve 67'de.
40:54Tabi cuma vaazı yaparız.
40:56Yani askerlikte biraz o imkan olmadı.
40:59Askerliğin dışında yani 67'den sonra düşünün ki şimdi kaç?
41:052025'deyiz.
41:08Yani bu şeyin dışında ben cuma hutbelerini ve vaazlarını bırakmadım elhamdülillah.
41:14Elhamdülillah.
41:15Ben resmi görevim olmadığı halde fahri görev olarak İstanbul'a geldiğimde de hem Haseki hem ilk defa bu şeyde Sokoğlu Mehmet Paşa Camii'nde, sonra Makbul İbrahim'de, sonra Perpa'da hep cumaları hiç cuma hizmetinden geri kalmadım elhamdülillah.
41:31Mesela Perpa'da 27 senede Kur'an-ı Kerim'in baştan sona bir hatmin tefsirini yaptım.
41:40Ondan sonra başka yerlerde bizim Kültür İktisat Derneği, ondan sonra Bakırköy'de meclislerde elhamdülillah ilimden kopmadık.
41:50Bu fahri hizmettir bu, hocanın emeklisi, şusu busu, maaşlısı da olmaz. Bu bir görevdir.
41:56Bu hizmetlere devam ettik.
41:58Efendim yazmaya, çizmeye, işte bu Haseki'deyken benim ilk kitabım, tercüme, ilk kitabım İlahiyat'ta iken İzmir Yüksek İslam İktisadının Üstünlüğü.
42:09Burada İslam Davası ve Münafıklar diye bir kitabım vardı.
42:13İşte Haseki'nin hem mezuniyet şeysi gibiydi o, ilk kitabımdı.
42:17Ondan sonra ilk tercümemizi yaptık.
42:21Efendim, Kur'an'da peygamberler ve peygamberimiz diye, 600 sayfa filandır o, Yahya Halkın Hoca Efendi, Allah rahmet eylesin, onunla yapmıştık şeyi.
42:29Efendim, işte burada başka çalışmalarımız, tehlif, tercüme çalışmalarımız oldu.
42:47İzlediğiniz için teşekkür ederim.
43:17İzlediğiniz için teşekkür ederim.
43:47İzlediğiniz için teşekkür ederim.

Önerilen