Ankara'da emekliler isyan etti: 'Pazarlardan atık topluyoruz!'

Cumhuriyet

Ankara'da emekliler isyan etti: 'Pazarlardan atık topluyoruz!' izleyin - Cumhuriyet Dailymotion'da

Transcript

00:00Şu kadarcık peynir. Nereye koydum onu? Şurada az bir şey.

00:06Otuz lira, otuz beş lira. Şuncağız şey. Şuncağız. Kaç

00:13gram? Gramını bilmiyorum. Alıyoruz ama gram ne kadar

00:17ediyor? Ne oluyor bilmiyorum. Kilosu bunun. Süzme peynirdiği

00:20geçiyor. Yağsız. Yüz elli lira, yüz elli üç lira. Yani

00:25kilosu öyle. Hayat pahalı oğlum. Hayat pahalı. Eşim

00:30emekli. Yetiştiremiyoruz. Yetişmiyor. Eee çocuklarımız

00:35evlendi gitti. Onlar yardımcı oluyor. Evimiz kira. Bu

00:38başımızdakilerden eee hiç memnun değiliz. Değiliz yani.

00:43Git gide git gide yani Türkiye çok kötü bir hale geldi.

00:49İstiyoruz ki alabilelim alım gücümüz olsun. Eee ne bileyim

00:54bir hastaneye gidiyoruz, randevu alamıyoruz, bekliyoruz.

00:58Yani ömrümüz bitti ama bu enflasyon bir türlü düzelmedi.

01:05Torunumuza üç kuruş harçlık bayramda seyranda veremiyoruz

01:08yani. Çok üzülüyoruz, çok ağlıyoruz ama bir çaresi yok.

01:13Yok oğlum yok. Yani derdimizi söylüyoruz da bir ben değil yani

01:18milyonlarca kişi pazarda şurada burada şey topluyor, atık

01:23topluyoruz. Niye topluyoruz oğlum bunları biz? Biz bunlara

01:27mülayiyiz. Engelli maaşı alıyorum. Altı milyar lira para

01:31alıyorum. Altı bin lirayla geçinebilir miyiz? Yok nereye

01:33geçiniyorsun ya? Altı bin lira maaşla nasıl geçineceğim? Valla

01:39baksana. Neler almamışsın? Ne kadar? Ha şuraya gittik dört

01:44yüz milyon para gitti ha şurada. Emekliyim. Geçinemiyorum.

01:49Et fiyatları uçuk. Uçmuş. Ne kadar maaşı? On dört. On dört

01:55dört yüz altmış mı? On beş dört yüz altmış mı? Yani son on iki

01:58beş yüzden yükseldi. Hayat sıkıntılı, çok sıkıntılı. Böyle

02:04garip garip bakıyoruz, geziyoruz. Eee vitrinlerde

02:07mutlu olmaya çalışıyoruz. Eskiden yediklerimizi şimdi

02:10seyrediyoruz. Emekliyim. Kıyma mı aldınız da et mi aldınız?

02:14Kıyma bak nerede? Sakatat aldım. Efendim? Sakatat aldık.

02:18Evet. Ne kadar verdiniz? Yarım kilo yarım kilo aldım, yüz lira

02:24verdim. Iki tane. Buyur. Yani et alamıyoruz. Tabii tabii et

02:30alamıyoruz, sakatat alıyoruz. Ne hale? Memur emeklisiyim.

02:38Iki kat asgari ücret maaş alırdım. Ben ilk emekli iki

02:43bin iki yılında emekli oldum. Iki katı asgari ücretini maaş

02:46alırdım. Şimdi asgari ücretin altında alıyorum. Memur

02:49emeklisiyim. Vallahi neyi yerine getirdi ki? Bana bir tane

02:53örnek versin. Söz verip de yerine getirdiğini. Hiçbir şey

02:57yerine getirmedi. Hep yalan dolandan götürüyorsun.

03:00Bilmiyorum artık. Emeklinin hali perişan. Emekte bitik.

03:04Hani emekli emekli demek öyle demek. On iki bin beş yüz lira

03:08On üç bin dört yüz yetmiş beş lira oldu. Yani yedi yüz elli

03:12lira böyle zam geldi. O da yalanla numarayla bileti

03:15kandırıyorlar. Böyle şey mi olur beyefendi?

Kategori

Döküm

Önerilen