00:00Merhaba arkadaşlar ben Selçuk Çetiner. Umarım iyisinizdir. Gecenin 4.20'si birazdan sabah olacak ve karşınızdayım sevgili arkadaşlar.
00:11Yazılımcı olunca işte gece gündüz olmuyor. Daha çok geceleri çalışıyoruz. Neden öyle?
00:16Çünkü işte işler yetişmeyince işte uyku düzeninde kaçıyor. Uyku düzeni kaçtığında da hayatta düzen bozulduğunda ne oluyor?
00:25İşte uyku düzeni böyle yerine getirmesi bir şeyleri zor oluyor arkadaşlar. Ondan hayatın iplerini elimizde tutmamız gerekiyor.
00:33Sevgili arkadaşlarım konumuz kaygılar. Gün içerisinde o kadar çok düşünce aklımıza geliyor ki ve yaşadıklarımız, karşılaştığımız kötü insanlar, hayatın zorluğu artık her şey.
00:48Beynimiz mahvoldu arkadaşlar. Yani bu yaşadığımız süreçte hani bana sorarsan hayat bir işkence süreci.
00:56Hepimizin farklı farklı işkence konuları var arkadaşlar ve bu hayat en iyi şekilde yaşanmalı. Bizim ödevimiz bu olmalı.
01:05Ve bu süreçte maalesef yani yeterli tecrübeyi kazanana kadar beynimiz ve kalbimiz o derece yara alıyor ki,
01:14canımız o kadar çok yanıyor ki gün sonunda ben özellikle 30 yaşına doğru kimseyle tanışmama fikri bende hakim oldu.
01:26Yani önceden her insanla tanışayım. Her insan hani okumasını bildikten sonra her insan bir kitaptır.
01:32Her insan Tanrı tarafından bu dünyaya belli yeteneklerle, belli misyonlarla gönderilmiştir.
01:39Ben ona inanırım ve ama canın o kadar çok yandı ki belli bir yaştan sonra kimseyle tanışmama fikri ağır basıyor sevgili arkadaşlarım.
01:49Şimdi arkadaşlar kaygılardan kurtulmak gerekiyor. Ben kaygı bozukluğu hastasıyım. Bu hastalığın ilk zamanlarında o kadar çok zorlandım ki.
01:58Şimdi televizyonda bir şey duyuyorum. Örneğin değil mi? İşte adam başına bir iş gelmiş dolandırılmış.
02:06Aynısı benim de başıma gelir mi diye ortada sorun yokken ya da arabam yokken satacağım evim yokken onun kaygısını yaşıyorum.
02:15Doğmamış çocuğum için kaygılanıyorum onun için üzülüyorum. Kaygı bozukluğu böyle bir hastalıktır.