Varikosel - Prof. Dr. Oktay Demirkesen - Prof. Dr. Bülent Alıcı
- 9 yıl önce
Prof. Dr. Oktay Demirkesen soruları eşliğinde, Prof. Dr. Bülent Alıcı “Varikosel” konusu ile ilgili yanıtlar veriyor.
Prof.Dr.Oktay Demirkesen:- Bu gün varikosel konusunda, Dr. Bülent Alıcı ile konuşacağız. Hepimizin bildiği gibi varikosel infertilite yani kısırlığın ana sebeplerinden bir tanesi. Bülent Bey bize varikosel nedir anlatabilir misiniz?
Prof.Dr.Bülent Alıcı:- Elbette. Varikoseli çok kısa tarif etmek gerekirse, sperm üreten yumurtalıkların, üzerinde yer alan toplar damarlar yani kirli kan damarlarının genişlemesi demektir. Daha basit anlatmak gerekirse, bir bacak varisi gibi, o varisin yumurtalıklarda olması demektir.
Prof.Dr.Oktay Demirkesen:- Peki varikosel, üreme yeteneğini nasıl etkiliyor ya da nasıl kısırlık sebebi olabiliyor?
Prof.Dr.Bülent Alıcı:- Varikoselin aslında bir çok nedenle, olayla, infertiliteye, kısırlığa yol açtığı öngörülüyor. Bunlardan en önemlisi, sıcaklık farkı yaratması. Normalde yumurtalıklar vücut dışında yaratılmıştır, sperm yani tohum üretimi, vücut dışında en az 2 derece vücut sıcaklığında daha az bir sıcaklıkta üreyebilir. Varikosel olduğu zaman, toplar damarlar genişlediği için orada bir ısı artışı oluyor. Yani kirli kan oradan uzaklaşamadığından dolayı, hem belli maddelerin alışverişinde hücreler arasında bozukluk hem de çevrenin ısı artışı nedeniyle sperm üretimi aksıyor.
Prof.Dr.Oktay Demirkesen:- Peki, varikoselin tedavisi bildiğimiz kadarıyla cerrahi yolla yapılıyor. Peki, her varikosel ameliyat edilmeli mi?
Prof.Dr.Bülent Alıcı:- Aslında, değil, her varikosel ameliyat edilmek zorunda değil. Toplumda her 10 erkeğin 4’ünde varikosel saptayabiliriz ama, her 10 erkeğin 4’ünde de kısırlık var demek değil bu. Kısırlık olup da veya infertinite şikayeti olup da, varikosel tespit edilenlerin en az yarısı, bundan dolayı bir infertinite yani kısırlık sorunu yaşıyor demektir bu. Varikoseli, tespit ettiğimizde, bunun derecesine, şiddetine bakarak, tedaviyi yönlendiriyoruz ve sperm üretimini ne kadar etkilediğine de bakıyoruz. Varikoseli olup sperm üretimi sayı, hareket, yapı itibariyle etkilenmemişse böyle bir şeyin tedaviye ihtiyacı yoktur. Ama hareket ve yapıda en az bir tanesin de bir bozukluk varsa, belirgin bir varikosel varsa o zaman ameliyatı öneriyoruz.
Prof.Dr.Oktay Demirkesen:- Peki varikosel sonrası başarı ya da başarısızlığı nasıl değerlendireceğiz, nasıl ortaya koyacağız?
Prof.Dr.Bülent Alıcı:- Çok kolay, erkeğin üreme yeteneğini sperm tahlili yaparak ortaya koyduğumuz gibi, varikoselin de başarısını ameliyat sonrası belli dönemlerde ki en erken altıncı ayda, en ideal olarak da birinci yılın sonunda sperm üretimi ne kadar artmış ya da kalite ne kadar değişmiş bunlara bakarak karar veriyoruz. Varikoselin en çok etkilediği şey sperm sayısıdır. Varikoselin şiddeti arttıkça, sperm sayısında da düşüş o kadar şiddetli olur. Sayı artışı en hızlı geri dönen bölümdür. Yani varikosel ameliyatı olduktan sonra bir kişide öncelikle sayı artışı bekleriz. Hareket de bundan olumlu etkilenen bölüm. Yapı ise biraz daha zor etkilenmekte, ameliyat sonrası sperm yapısının daha yavaş düzeldiğini görmekteyiz.
Prof.Dr.Oktay Demirkesen:- Peki, varikosel ameliyatı nasıl yapılmalı ya da hangi yöntemle yapılmalı?
Prof.Dr.Bülent Alıcı:- Varikosel ameliyatı için bir çok yöntem söylenebilir. Damar içerisine damarı büzüştürücü madde enjekte etmekten başlayıp, laparoskopik hatta robotik, varikoselektomi bile bahsedilebilir. Bir de açık cerrahi vardır. Bunlar kıyaslandığı zaman, hem uzun vadeli hem de dünya çapındaki literatür veya tıbbi yayınlarda açık cerrahinin mikroskop altında yapılan en etkin ve en doğru yöntem yani mikroskobik varikoselektomi, günümüzde, kasıktan yapılan bu cerrahi işlem en ideal ve en iyi sonucu veren yöntem.
Prof.Dr.Oktay Demirkesen:- Peki, ameliyat sonrası sperm kalitesi düzelmezse, bundan sonra ne yapılabilir acaba?
Prof.Dr.Bülent Alıcı:- Her varikosel ameliyatından sonra, sperm kalitesi ya da sayısı düzelecek diye bir çıkarımda bulunamayız. Ameliyat ettiğimiz her 10 kişinin 6-7 sinde sperm kalitesi, sayısında olumlu yönde bir değişiklik, bir yıl içerisinde bekleriz. Ancak, bu gerçekleşmediğinde yani 10 kişinin diğer 4’ünde ise en azından biliyoruz ki spermin dölleme yeteneğinde artış oluyor. Bunu da gösteren bilimsel çalışmalar var. Örneğin bir tüp bebek uygulaması, varikosel ameliyatı sonrası, bir başarısızlık, yetersiz bir cevap varsa önerdiğimiz bir tedavi şekli. Tüp bebek yönteminde de başarıyı etkileyen unsurlardan bir tanesi spermin dölleme yeteneğidir. Ve görülmüştür ki, varikosel olup da, başarısız tüp bebek denemelerinden sonra, varikosel ameliyatı olunduğunda başarı belirgin bir biçimde artmaktadır. Bu da varikosel ameliyatının en azından sayı, hareket veya yapıyı etkilemese bile dölleme yeteneğini arttırdığını göstermektedir.
Daha fazla bilgi için: www.forteuroloji.com
Prodüksiyon: www.siimple.net
Prof.Dr.Oktay Demirkesen:- Bu gün varikosel konusunda, Dr. Bülent Alıcı ile konuşacağız. Hepimizin bildiği gibi varikosel infertilite yani kısırlığın ana sebeplerinden bir tanesi. Bülent Bey bize varikosel nedir anlatabilir misiniz?
Prof.Dr.Bülent Alıcı:- Elbette. Varikoseli çok kısa tarif etmek gerekirse, sperm üreten yumurtalıkların, üzerinde yer alan toplar damarlar yani kirli kan damarlarının genişlemesi demektir. Daha basit anlatmak gerekirse, bir bacak varisi gibi, o varisin yumurtalıklarda olması demektir.
Prof.Dr.Oktay Demirkesen:- Peki varikosel, üreme yeteneğini nasıl etkiliyor ya da nasıl kısırlık sebebi olabiliyor?
Prof.Dr.Bülent Alıcı:- Varikoselin aslında bir çok nedenle, olayla, infertiliteye, kısırlığa yol açtığı öngörülüyor. Bunlardan en önemlisi, sıcaklık farkı yaratması. Normalde yumurtalıklar vücut dışında yaratılmıştır, sperm yani tohum üretimi, vücut dışında en az 2 derece vücut sıcaklığında daha az bir sıcaklıkta üreyebilir. Varikosel olduğu zaman, toplar damarlar genişlediği için orada bir ısı artışı oluyor. Yani kirli kan oradan uzaklaşamadığından dolayı, hem belli maddelerin alışverişinde hücreler arasında bozukluk hem de çevrenin ısı artışı nedeniyle sperm üretimi aksıyor.
Prof.Dr.Oktay Demirkesen:- Peki, varikoselin tedavisi bildiğimiz kadarıyla cerrahi yolla yapılıyor. Peki, her varikosel ameliyat edilmeli mi?
Prof.Dr.Bülent Alıcı:- Aslında, değil, her varikosel ameliyat edilmek zorunda değil. Toplumda her 10 erkeğin 4’ünde varikosel saptayabiliriz ama, her 10 erkeğin 4’ünde de kısırlık var demek değil bu. Kısırlık olup da veya infertinite şikayeti olup da, varikosel tespit edilenlerin en az yarısı, bundan dolayı bir infertinite yani kısırlık sorunu yaşıyor demektir bu. Varikoseli, tespit ettiğimizde, bunun derecesine, şiddetine bakarak, tedaviyi yönlendiriyoruz ve sperm üretimini ne kadar etkilediğine de bakıyoruz. Varikoseli olup sperm üretimi sayı, hareket, yapı itibariyle etkilenmemişse böyle bir şeyin tedaviye ihtiyacı yoktur. Ama hareket ve yapıda en az bir tanesin de bir bozukluk varsa, belirgin bir varikosel varsa o zaman ameliyatı öneriyoruz.
Prof.Dr.Oktay Demirkesen:- Peki varikosel sonrası başarı ya da başarısızlığı nasıl değerlendireceğiz, nasıl ortaya koyacağız?
Prof.Dr.Bülent Alıcı:- Çok kolay, erkeğin üreme yeteneğini sperm tahlili yaparak ortaya koyduğumuz gibi, varikoselin de başarısını ameliyat sonrası belli dönemlerde ki en erken altıncı ayda, en ideal olarak da birinci yılın sonunda sperm üretimi ne kadar artmış ya da kalite ne kadar değişmiş bunlara bakarak karar veriyoruz. Varikoselin en çok etkilediği şey sperm sayısıdır. Varikoselin şiddeti arttıkça, sperm sayısında da düşüş o kadar şiddetli olur. Sayı artışı en hızlı geri dönen bölümdür. Yani varikosel ameliyatı olduktan sonra bir kişide öncelikle sayı artışı bekleriz. Hareket de bundan olumlu etkilenen bölüm. Yapı ise biraz daha zor etkilenmekte, ameliyat sonrası sperm yapısının daha yavaş düzeldiğini görmekteyiz.
Prof.Dr.Oktay Demirkesen:- Peki, varikosel ameliyatı nasıl yapılmalı ya da hangi yöntemle yapılmalı?
Prof.Dr.Bülent Alıcı:- Varikosel ameliyatı için bir çok yöntem söylenebilir. Damar içerisine damarı büzüştürücü madde enjekte etmekten başlayıp, laparoskopik hatta robotik, varikoselektomi bile bahsedilebilir. Bir de açık cerrahi vardır. Bunlar kıyaslandığı zaman, hem uzun vadeli hem de dünya çapındaki literatür veya tıbbi yayınlarda açık cerrahinin mikroskop altında yapılan en etkin ve en doğru yöntem yani mikroskobik varikoselektomi, günümüzde, kasıktan yapılan bu cerrahi işlem en ideal ve en iyi sonucu veren yöntem.
Prof.Dr.Oktay Demirkesen:- Peki, ameliyat sonrası sperm kalitesi düzelmezse, bundan sonra ne yapılabilir acaba?
Prof.Dr.Bülent Alıcı:- Her varikosel ameliyatından sonra, sperm kalitesi ya da sayısı düzelecek diye bir çıkarımda bulunamayız. Ameliyat ettiğimiz her 10 kişinin 6-7 sinde sperm kalitesi, sayısında olumlu yönde bir değişiklik, bir yıl içerisinde bekleriz. Ancak, bu gerçekleşmediğinde yani 10 kişinin diğer 4’ünde ise en azından biliyoruz ki spermin dölleme yeteneğinde artış oluyor. Bunu da gösteren bilimsel çalışmalar var. Örneğin bir tüp bebek uygulaması, varikosel ameliyatı sonrası, bir başarısızlık, yetersiz bir cevap varsa önerdiğimiz bir tedavi şekli. Tüp bebek yönteminde de başarıyı etkileyen unsurlardan bir tanesi spermin dölleme yeteneğidir. Ve görülmüştür ki, varikosel olup da, başarısız tüp bebek denemelerinden sonra, varikosel ameliyatı olunduğunda başarı belirgin bir biçimde artmaktadır. Bu da varikosel ameliyatının en azından sayı, hareket veya yapıyı etkilemese bile dölleme yeteneğini arttırdığını göstermektedir.
Daha fazla bilgi için: www.forteuroloji.com
Prodüksiyon: www.siimple.net