Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri her dönemde şahs-ı manevi olduğunu anlatmaktadır. Peygamberimiz (sav) döneminde de şahsı manevi vardır. Hz. Mehdi (as), talebeleri ve şahs-ı manevi hepsi biraradadır.

  • 11 yıl önce
ADNAN OKTAR: “Bu zaman şahs-ı manevi zamanı olduğu için” diyor Bediüzzaman. Ama şunu hatırlatmak istiyor, yani her zaman şahs-ı manevi zamanıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) zamanı da şahs-ı manevi zamanıydı. Abdülkadiri Geylani zamanı da, İmam-ı Rabbani zamanı da hep şahs-ı manevi zamanı olmuştur. Şahıs zamanı olan hiçbir dönem olmamıştır İslam tarihinde. Hiçbir zaman için olmamıştır. Hz. İsa (a.s) gelmiştir, talebeleriyle etkili olmuştur. Şahs-ı manevisi olmuştur. Hz. İbrahim (a.s) öyle, Hz. Yakup (a.s) öyle, Hz. Musa (a.s) öyle. Hz. Musa (a.s) talebeleriyle etkili olmuştur, tek başına bir etkisi diye bir konu yok. Bediüzzaman, bu bilinen, bütün İslam tarihine hakim olan hakikati vurgulamış oluyor. Yoksa binlerce senelik İslam tarihinde yüzlerce Peygamber gelmiş, hiçbirisinde şahs-ı manevi olmamış da, ilk defa ahir zamanda şahs-ı manevi oldu demiyor Bediüzzaman. Her zaman şahs-ı manevi var, bu devirde de var. Anlamı budur.

“Böyle büyük ve baki hakikatler fani ve aciz ve sükut edebilir şahsiyetlere bina edilemez.” Hz. Mehdi (a.s) da talebeleri olmadan bir şey yapamaz. Talebeleriyle yapıyor Hz. Mehdi (a.s). Talebelerinin beyni hükmündedir Hz. Mehdi (a.s). Talebelerini en güzel şekilde yönlendirir, etkiler, onlara bir perspektif ve yöntem gösterir, onlar da küfrü yerle bir ederler; ilimle, irfanla, sevgiyle. Ama talebeleri olmasa Hz. Mehdi (a.s)’ın bir gücü olmaz. Hz. Mehdi (a.s) olmazsa da talebelerinin bir gücü olmaz. Bir blok, bütündür bu. Onun için Hz. Mehdi (a.s) ve talebeleri ve şahs-ı manevisi, üçü bir aradadır. Ama bunu durup durup ilk defa Bediüzzaman keşfetmiş gibi bir üslupla anlatmak çok yanlış. Sanki Peygamberimiz (s.a.v) vardı, o devirde şahs-ı manevileri yoktu, talebeleri yoktu gibi bir üslup ortaya çıkar o zaman. Bu çok yanlış olur. Peygamberimiz (s.a.v) vardı, sahabe vardı ve oradan kaynaklanan, bu güzel nurlu topluluktan kaynaklanan şahs-ı manevi vardı. Onunla başarılı oldular. Peygamberimiz (s.a.v) tek başına başarılı olması mümkün olmazdı. Yani müşriklerle tek başına savaşamazdı. Onlara tek başına etkili olamazdı. Sahabe de Peygamberimiz (s.a.v) olmadan bir şey yapamazlardı. Bir bütün bu. Ama baş olan, beyin olan Resulullah (s.a.v) çok önemlidir. Hayattır o, ruh. Sahabilerle etkili olmuştur. Ama bunu durup durup yine sadece ahir zamana ait bir hususmuş gibi anlatmak, ahir zaman ait özel formüller çıkartmaya kalkmak çok yanlış olur.