Sayın Adnan Oktar rüyasında Hz. İsa (as)’ı gördüğünü anlattı.

  • 11 yıl önce
ADNAN OKTAR: Bugün rüyamda kimi gördüm, bilin bakalım? İlk defa ömrümde, Hz. İsa Mesih (a.s)’ı gördüm. Hiç Peygamber görmemiştim, ilk defa gördüm. Bediüzzaman’ı bir defa görmüştüm, daha önce anlatmıştım; Hz. İsa Mesih (a.s), ikinci olarak onu gördüm. Çok geniş bir alan, büyük bir salon da olabilir, tam aklımda değil. Anlamadım yani neresi olduğunu, fakat sokak değildi. Böyle Avrupai görünümlü, geniş omuzlu, sarı-kahverengi karışımı saçları, ortadan ayrılmış, kısa kollu gömlek giymiş, yabancı -hâşâ, benzetmek gibi olmasın- yıldızlar gibi böyle; çok atletik yapılı, geniş göğüslü, uzunca boylu, çok uzun değil ama orta boylu, 30-35 yaşlarındaydı, çok kibar burnu, ağzı, gözleri. Köşeli hatları, çok düzgün. Baktım, ben ilk başta anlayamadım, güzel birisi olarak gördüm. “Hocam tanıdınız mı?” dedi birisi, öyle deyince hemen anladım. “Aa” dedim böyle, hemen gittim sarıldım, maşaAllah. O zaten çok sevecen bakıyordu bana. Böyle çok sevgi dolu, tanıyan gözlerle; hani heyecanlı var ya böyle, aylarca görüşmezsin de, o tarzdaydı yani. Ben öyle sevgi dolu yaklaşınca. Ama yani saniye hesabıyla. “Hocam tanıdınız mı?” dediler, hemen anında gidip sarıldım, maşaAllah dedim, inşaAllah.

DİDEM ÜRER: Hocam, siz söylemiştiniz; bin kişi içinde olsa, hemen tanırım diye, maşaAllah.

ADNAN OKTAR: 57 yaşındayım, hiç ömrümde Peygamber görmedi, ilk defa görüyorum. Hz. İsa Mesih (a.s)’ı da, hiç kimseyi de. Bir tek Bediüzzaman’ı görmüştüm, onu anlatmıştım size. Yani velilerden. Bir de şimdi Hz. İsa Mesih (a.s). MaşaAllah. Modern giyimliydi, pantolon, gömlek uzun böyle normal pantolonu var. Ama bayağı atletik, çok düzgündü, bayağı yakışıklı yani, böyle çok müthiş yakışıklı bir görüntüsü var, maşaAllah.

DİDEM ÜRER: Harika bir nimet, maşaAllah. Yaşı Hocam?

ADNAN OKTAR: 30-35 yaşları gibiydi, oturmuş yüz hatları ama çok dinç, dimdik duruyordu böyle. Çok neşeli, geniş omuzlu, çok atletik, geniş göğüslü, bayağı yakışıklı bir delikanlıydı. Saçları omuzlarına dökülüyor. Boyu 1.75-1.77 gibi. Saçları hafif dalgalıydı, ortadan ayrık. Ama böyle hani can atıyor gibi. Gördüm, yani tam şey yapamadım böyle, hemen anında görür görmez dediler, “Hocam, tanıdınız mı?” dediler. “Aa maşaAllah” dedim böyle, maşaAllah. Ama kimin dediğini bilmiyorum. Kalabalık insanlar vardı ama ben ona teksif oldum. Onu çok renkli ve çok net gördüm, diğer insanların hiçbirine dikkatimi vermedim, hatırlamıyorum da, bir tek onu net gördüm, Hz. İsa Mesih (a.s)’ı. Onu kimin dediğini de hatırlamıyorum, “Tanıdınız mı Hocam?” diyeni, onu da tanımıyorum. Mekan sokak değildi, kapalı bir alandı ama geniş bir alandı. Etrafı kalabalıktı böyle.

DİDEM ÜRER: Kalabalık talebeleri gibi miydi?

ADNAN OKTAR: Talebesi gibi değildi. Kalabalık var etrafında, kalabalığın içinden, o geldi. Yani oradaki kişiler ona tabi olmuş mu, ben ona dikkat vermedim. Ben sadece ona dikkatimi verdim. Bayağı sevinerek ve muhabbetle gittim, sarıldım, inşaAllah. Sadece onu hatırlıyorum. Ondan sonra hatırlamıyorum. “Aa maşaAllah” dedim, gidip sarıldım, maşaAllah. O söyleyen, bizim çocuklardan birisi söyledi ama kim, bizim çocuklardan olması gerekiyor yani, yabancı birisi miydi, kimdi bilmiyorum. O söyleyeceğim gibi değil. Ama o netti, yani boyu posu falan, şimdi görüntüsü gözümün önünde. Çiz deseler, çizerim. Tam, net, renkli gördüm. Boyu posu hepsi.

DİDEM ÜRER: Gözleri renkli miydi Hocam?

ADNAN OKTAR: Gözleri koyu değildi. Koyu renk değildi. Ama benim senin kadar, şu kadar net gördüm. Sarıldığımda net görmedim. Süratle gittim.

AYŞE KOÇ: Cilt rengi nasıldı Hocam?

ADNAN OKTAR: Cilt rengi sarışındı. Gören bir insan şaşırıp döner; “Kim bu yakışıklı?” falan diyorlar ya. Bayağı dikkat çeker, bir kalabalıkta dikkat çekmemesi mümkün değil, öyle birisi. Ama çok güler yüzlü ve sevecendi. Göz rengi koyu değildi, açıktı. Ama detayını bilmiyorum. Çünkü ben uzaktan gördüm.

DİDEM ÜRER: Hocam, kardeşlerimiz çok heyecanlandı. Hocamız resim olarak çizip muhafaza edebilir mi diye soruyorlar gördüğü görüntüyü?

ADNAN OKTAR: Omuzları yapılıydı, maşaAllah atletik. Avrupai görünümlüydü, Avrupalılara çok benziyordu, inşaAllah. Ama yüzündeki ifade çok şekerdi, acayip sevecen ve çok sevgi dolu, böyle coşkulu, yani benim de onu seveceğimi bilen bir havadaydı böyle, yabancılayacağımı değil, emindi kendinden. Zaten o yüzden dikkatimi çekti. Çok sevinçle geldi böyle, maşaAllah. Allahualem muhtemelen öyle. Yani tam doğru görmüş olabilirim. Çok dinç, bayağı gürbüz, maşaAllah.

DİDEM ÜRER: Hocam, şu an bana çok fazla soru geliyor. Kardeşlerimiz “şu an başka bir konuya o kadar konsantre olamıyoruz. Hocamız daha detaylı anlatabilir mi?” diyorlar. Hz. İsa (a.s) ile ilgili. “Gülümsüyor muydu, ciddi miydi?” diye soruyorlar.

ADNAN OKTAR: Neşeliydi, hani bazı ahbaplar olur, düğünde falan birbirlerini görürler, hani elini açarak böyle gelir ya, çok coşkuluydu, sevinçli zaten, ben ona çok şa

Önerilen